Fenerbahçe'nin bu hallere geleceğinin sinyali iki sene öncesinden Tuncay'ın gitmesiyle verilmişti zaten. Bir kaç maç dışında Fenerbahçe sol kanadında bir Tuncay'ın eksikliğini hissetti sürekli.
Lig'de yine şahaneler yaratmamış olsa da geçen sene Şampiyonlar Ligi'nde bana büyük bir gurur yaşattı Fenerbahçe, açık konuşmak gerekirse. Harika karşılaşmalar, mükemmel dirilişler ve az kalsın Chelsea'yi eleyebilecek bir Fenerbahçe görmüştük. Lig'de bu kadar kötüyken ve şampiyonluğu bırakırken, CL'de bu büyük süksenin sırrı da kendini pazarlamaktan başka ya da bazılarının eski günlerini göstermekteki hırsından ibaretti.
Derken bu sene başında önce Zico ile yollarını ayırdı Fenerbahçe. Nedeni ise Zico'nun makul bir zam isteğini fazla bulmaları ve kardeşini, eniştesini, kayınçosunu -her neyse artık- takımda istememeleriydi ya da bize böyle yutturuldu. Zico takıma alışıyor, taraftar Zico'ya alışıyorken ve en önemlisi geldiği günden beri "Takımda otorite kuramıyor" denen Zico'ya oyuncular da saygı duymaya başlıyorken Zico'nun gönderilmesi ilk büyük hataydı.
Ardından Mehmet Aurelio bir hiç uğruna sırf Aziz Yıldırım'ın Aurelio'nun menajerine -Bayram Tutumlu- olan öfkesinden dolayı takımdan gönderildi. Orta sahayı toparlayan, elinden geldiğince hücüma, elinden geldiğinin bile fazlasıyla defansına katkı yapan bir adam gönderildi... Tekniği bir Gerrard değildi belki, Ballack gibi çift yönlü harika bir oyun da sunmuyordu ama savaşıyordu. Star TV tabiriyle; sahada basmadık yer bırakmıyordu. Kezman'ın gönderilmesi doğruydu ama yerine gelecek olan futbolcunun Guiza olduğunu düşünmüyorum. Yine de büyük bir transfer, en azından daha kendini gösterememiş bir büyük transfer...
Aziz Yıldırım'ın Türkiye'nin tek olması gerektiği gibi olan kulüp başkanıdır benim gözümde, kişiliğini sevmesem de yaptığı icraatlar da ortadadır, Fenerbahçe'yi getirdiği yer de ortadadır fakat daha büyük takım yaratacağım, daha büyük sükse yapacağız derdine takımı mahveden Aziz Yıldırım'dır ve hatasını kabul edeceğine "Siz işinize bakın, ben futboldan iyi anlarım" diyebiliyor.
Ne Aragones Zico'nun alternatifidir -en azından takıma alışmış ve tecrübeler edinmiş olmasıyla, oyuncular ile olan diyaloğuyla-, ne Maldonado Aurelio'nun ne de Selçuk ya da Josico Appiah'ın... Transferde çok büyük yanlışlar yapıldı bu sene transferde. R.Carlos transferini pazarlama açısından anlarım ama Josico'nun 33 yaşında alınmış olması g.tün sıkışmasıyla apart topar yapılan bir transfer olduğu da açık. Beşiktaş'ın Gordon'da yaptığı hatanın kopyasıdır hatta, Senna olmadı Josico'yu alalım mantığı.
Ve bugünkü tablo çıktı karşımıza. Sakatların bolluğu, alternatiflerin az oluşu sonucunda sürekli değişen taktikler, başka oyuncuları farklı yerlere monte etmeye çalışmalar. Uğur Boral ile R.Carlos'un kanadının kevgire dönmesi derken 3-1 bitti Porto maçı.
Maçın analiz edilecek bir yanı da yok, Fenerbahçe rezalet bir oyun ortaya koydu. İkinci yarı toparlanır gibiydi fakat atamayana tıkarlar mottosu da bir kez daha ispatlanmış oldu. Porto'nun da Fenerbahçe'den çok üstün oynadığı söylenemez fakat bu kadar kötü bir Fenerbahçe'yi de es geçmeden olmazdı, geçmediler.
Tuncay kendi isteğiyle Avrupa'ya gitti ama şimdi Uğur Boral'ın yerinde orta sahanın solunda hem yorulmak bilmeden koşan ve kademeye giren hem de yan toplarda ceza sahası içinde aralardan sürpriz çıkmalar yapan bir Tuncay, orta sahada canını dişine takıp her yere koşan bir Aurelio olsa, yine aynı mevkide adam eksiltebilen, ani ve sert vuruşlar yapabilen ve savunma anlayışı da idare edecek ölçülerden olan küstürülmemiş bir Appiah olsa, kenarda da hem takıma hem de oyuncularına alışmış bir Zico ve sülalesi olsa Fenerbahçe bu hâlde olur muydu? Bence yarı finali zorlayacak bir takım olurdu.
Taraftara küfreden bir Uğur Boral, forma canavarı Kazım, Aragones'e laf yetiştiren Deniz Barış ve Burak, en ufak hamlede orasını burasını tutup oyuna küsen iki beyin Alex ve Emre ile bakalım bu Fener nereye kadar gider?
Yine de büyük konuşmamak lazım, Türkiye'nin güzide kulüplerinden biri hakkında konuşuyoruz burada. Geçen seneki Sexy Back'leri ile nerelere kadar geldiklerini de iyi biliyoruz. Sağlam bir motivasyon her şeyin kilidini açar, geçen seneye göre takımın kalitesi düşmüş olsa da yine de en kaliteli kadroyu Fenerbahçe'de görüyorum ben. Benim asıl merak ettiğim tam takım ivme kazanmışken yapılan bunca yanlışı nasıl düzelteceğidir Aziz Yıldırım'ın.