13 Eylül 2010

Japonya Seyir Defteri: Kartvizitler

Japonya'dayken ve döndükten hemen sonra zamanım müsaitken, ülke hakkındaki görüş ve düşüncelerimi paylaştığım yazı dizisine, sevgili adaşım Papasito'nun Dünya şampiyonası hakkındaki girdisini görünce ara vermeyi uygun gördüm.

Dünya şampiyonası başlamışken 2-3 gözlem yaparız, 1-2 de yorumumuzu katar 3-5, ki yazıyla üj bej, yazı koyarız diye planlamıştım kendimce. Ve nihayetinde kendi tarafımdaki dönemsel yoğunluk, diğer yazar arkadaşların da muhtelif nedenleriyle birleşince dünşap için hiçbir bok yazmadık.

Hiçbir şey yazmadığımız benim de işime gelmiş olsa gerek. Zira Japonya ile ilgili de bir bok yazmadım. Belki de yazacaklarımın sonuna gelmişimdir. Ya da kim okuyor kim okumuyor düzgün bir geri dönüş almadığımdan, çok da siklemiyorum. Bu tarz ayıplı sözcükleri kullandığım ve sinkaflı konuştuğum dakikalarda, bilin ki dilimin kemiği yerinde değil.

Yaklaşık 1 aydır kartvizitle ilgili 2 resim koyup 10-15 tümceyi bir araya getirmediğim için oluşamayan bu yazıyı, belki de beğenmediğimden bu tarz konuşmam. Yoksa her normal insan gibi ben de küfrederim; küfretmem de sıkıntı yok bana göre. Ama bunu ulu orta yapmama gerek yok. Gevşeklik üst seviye olunca bir de biz bize olduğumu hissettiğim anlarda gerçek yüzüm sahne alıyor.



Alın bu yukarıdaki Japon kartviziti, benim adıma yapılmış. Arka tarafında ise Latin alfabesiyle bilgilerim mevcut. Japon dediğin stajyerine bile kartvizit bastırıyor. Adamlarda ritüel olmuş kartvizit değiş- tokuşu. Kartı iyice incelemeden, iki eliyle kabul etmeden ve selamını vermeden toplantı masasına oturmuyorlar, sunumlara başlamıyorlar. Kendisinin altı mı yoksa üstü mü olduğunu Kanji dilindeki nüanslardan anlamakta olan Japonlar, kartvizitten aldıkları bu bilgiyle ikili konuşma boyunca kullanacakları sözcükleri belirliyorlar. Bu bilgilere göre daha çok eğilip odadan daha sonra çıkıyor veya kapıyı bu kişiye açıyorlar.

Japonlar daha küçük yaşta, ilkokul evvelindeki çocuklar bile, kartvizit ile haşır neşir oluyor. Marubeni şirketi çalışanlarının çocukları, çocuklar için hazırlanmış özel bir günde kendi adlarına basılmış kartvizitleri genel müdürlere takdim ederek ritüeli öğrenme yolunda ilk adımlarını attılar. Bizzat şahit oldum ve öneminin kültürde büyük olduğunu söylediler, inandım.

Japonlar da böyle bir yöntem belirlemişler; Japon isen mutlaka yapmalısın, ama Japonya'da yaşayan bir yabancı isen zorunlu değil. Müsamaha gösteriyorlar, ayıplamıyorlar da. Ancak Japon dilini kullanıyorsan, dildeki nüans ve kültürdeki farklılıkları bildiğini kabul edip, bu uygulamayı çok ciddiye alıyorlar. Eğer ki bir Japon ile iş yapacaksanız, Japon dili ve kültürü bilen aynı zamanda Kanji'ye hakim bir kişiye ad-soyad-iş bilgilerinizi içeren bir kartvizit hazırlatın; Japon firmasında ilk intibahınız güzel olsun. Gerisi zaten gelir.

07 Eylül 2010

Memur Gandi

Şimdi oldu be Kemal'im