

Petr Cech'e 2 dakikada 2 gol atmak... Aklıma gelen ilk isim Nihat Kahveci. Ne sevinmiştik o gün de bee...


Aldığı paraya, harcanan emeğe, kaybedilen zamana yazık... Man. City maçında gördüğü kartlar tam anlamıyla komediydi. Hele ikinci kart... Yaptığı mallığın farkındadır umarım. Sene başında gitmek istedi göndermediler, sanırım Fergie diğer taliplerine karşı fazla ısrarcı olmayacaktır.
Ülkemizde yıllardan beri başa gelenlerin, yani iktidar olanların, kültürel miraslarımıza ve doğal güzelliklerimize sahip çıkmadığı bilinen bir şeydir. Ancak şu son 6 senedir iktidar olsan AKP döneminde bu işler hadsafhaya çıktı. Mutlaka rastlayanlar vardır, Kadıköy'den, Moda'ya doğru giden sahil yolunda, yani Mühürdar Caddesi'nde bir otel inşaatı var, adı Corner Hotel olacakmış. Kim yapıyor? Taşyapı. Hani şu, Recep Tayyip Erdoğan'ın ortağı olduğu iddia edilen inşaat firması. Bu bilgiyi ince bir detay olarak vermek istedim; çünkü o oteli kimin yaptığı zerre kadar umrumda değil.
Asıl mevzuuya gelecek olursak, bu otel 20 katlı olacak, sanırım kaba inşaatı tamamlandı bile. Ve bu civardaki evlerin en yükseğinin 6 katlı olduğu bir yerde semtin çehresinin olumsuz yönde değişmesi anlamına geliyor. Bunca yıldır güzelliğini korumuş olan Kadıköy ve Moda'nın böylesine devasa yapılarla çirkinleştirilmesi gücüme gidiyor açıkçası. Sorun sadece bu da değil: Otelin arkasında kalan apartmanların, eşsiz deniz manzarasından olmaları, hatta bu 20 katlı beton yapının, arkadaki evlerin alacağı güneşi kesmesi ve otel açıldıktan sonra zaten oldukça karışık olan Kadıköy trafiğinin daha da kötü bir hal alacak olması da diğer olumsuz etkenler. Birkaç kişi cebine trilyonları sokacak diye, Moda sakinlerini mağdur edecek olan bu duruma sesimizi çıkarmalıyız. Yapımın durması ve yapının yıkılması için mahkeme halen devam ediyor. "Dev Corner Otel'e Hayır Platformu" bu konuda ciddi çalışmalar yürütmekte, umarız ki iyi sonuç alınır. Çünkü bu yapı, sıranın Moda'ya geldiğini, o dar sokakları ve eski apartmanları ile nostaljik bir çehresi olan Moda'nın, gözü para hırsı bürümüş, doymak bilmez köpeklerin talanına açıldığını göstermekte.
Seviyorum cumartesi gecelerini. Herkes sapıtmış yine. D. Howard %73 ile 32 sayı 21 ribaund yaptı - ki iki kategoride de season high bu. Jim O'Brien elindeki her şeyi kullandı biçare; Foster, Rasho, Hibbert, Murphy. Yine de Superman'i durdurabilen çıkmadı aralarından.
Şu bir;
2010 yaz döneminde, 30 takımın peşinden koştuğu LeBron James için Cleveland Cavaliers'tan eksi takım arkadaşları Anderson Varejao ve Mo Williams'ın söyledikleri alay konusu oldu. 2010 yılının Haziran ayında, ESPN magazinin "New York Knicks LeBron James'i almak istiyor, siz ne düşünüyorsunuz?" sorusuna "LeBron'u NAH alırlar!" cevabını veren ikili şu sıralar evlerinden dışarı adım atamıyor. LeBron James ile sezonu şampiyon kapatan Varejao ve Williams, yıldız oyuncunun takımdan ayrılmayacağını düşünseler de, James 2 Temmuz günü Knicks ile 5 yıl, 102 milyon dolarlık kontrata imza atmıştı.
Rose'un, Bulls'un geniş guard rotasyonunda arkalarda kalıp harcanabileceği konuşuluyordu draft gecesi. Şu anda 37 dakikayla Chicago'nun sahada en çok kalan ismi. Onun hakkındaki tek endişe alacağı sürelerdi. Del Negro'nun takımı ona emanet etmesiyle yeteneklerini göstermeye başladı Rose. Topu eline her aldığında hissettiriyor kalitesini. Çok iyi bir 'oyun kurucu' olmasına rağmen Bulls'un hücum yapısından dolayı maç başına 5.7 asist yapabiliyor. Gordon, Hughes, Deng gibi birebirde etkili oyuncular hücumun büyük kısmını üstlenince Rose'un oyun kurucu yeteneklerinden yararlanmak da zor oluyor. Diğer tarafta, rakip savunmanın dışarı çıkması ve Rose'a driveları için alan açılması da hücum sisteminin getirisi.
Biraz kuzeyde, Portland'da, işler biraz daha karışık. Rudy müthiş girdi sezona, enerjisiyle birçok maçı Portland'a getiren adamdı; ama son altı maçtaki sayı ortalaması 6. Draftın en büyük stealı olarak görülen Bayless'in şu ana kadar aldığı toplam süre 36 dakika. Blake veya Sergio takımda kaldığı sürece Bayless de karanlıkta kaybolacak. Geçen sezon ilk sıradan draft edilip tüm sezonu sakat geçiren Oden ise sezon açılışında tekrar sakatlandı. 6 maçlık aradan sonra yaptıkları fena olmasa da hala takıma alışma sürecinde olduğu bariz. Draft edildikten sonra oynadığı maç sayısı 10'u geçmese de yavaş yavaş onun yeteneklerini kullanacak sistemler hazırlanmalı.
LEBRON JAMES: "ÇOCUKKEN DE KNICKS'LİYDİM"
“KNICKS’Lİ BİR ÇOCUKTUM”
"KAPTANLIK KONUSU”Kadınlar ve Erkekler, soğuk savaş dönemlerindeki Rusya ve Amerika gibidir.
Soğuk, sert ve cezbedicidir kadınlar, Rusya gibi. Tehditkârdırlar da bir yandan. Sünepe ve aptaldır erkekler, sadece dışarıdan sempatik görünürler. Çıkarları için her yola gelir, hiçbir fedakârlıktan çekinmezler, Amerika gibi.
Kadın ve erkeğin sürekli didişmesi kafanı karıştırmasın hiçbir zaman evlat. Ruslar hep laf koyardı da, Amerika'da Nükleer Başlık vardı...
Kötü başlangıçlar sonrası Anadolu ekiplerindeki teknik direktör kıyımı devam ediyor. Thunder'ın PJ Carlesimo'nun görevine son vermesinden sonra ligde henüz sadece 1 galibiyet almış olan Wizards da Eddie Jordan'a kapıyı gösterdi. Jordan'ın yerine, Anadolu kulüplerinin vazgeçilmez tercihi Nenad Bijedic'in göreve getirilmesi bekleniyor.
Sırma gibi upuzun saçlarım, upuzun favorilerim vardı ben gençken. (Bu noktada gözlerini havaya dikiyor. Scrubs'ta hayale dalan bir JD.'yi andırıyor adeta) Nasıl da özenle bakardım, teline zarar gelemezdi. Ya şimdi görüyor musun? Nasıl da kel kaldık, nasıl da koyuyor adama...
Eğer öldüğümde Tanrı benden yaşadığım sürece hayata dair çıkarmış olduğum bir anlamı sorarsa; "Hayat, 50'den sonra geçmişe dönüp -Saçlarım varken ne kadar yakışıklıydım ben be peeeh- diyebilmekti Tanrım" derim.
Football fanatic Kevin Garnett has built a full-sized pitch in his back garden to keep fit during summer.
Garnett, whose Celtics have made a strong start to their NBA title defence by winning four of their first five games, said: “I don’t have a striker’s skills. I want the liberty of not only passing the ball but shooting, or at least trying to be a striker.”
Garnett admits he has a long way to catch up fellow Boston star and Tottenham nut Steve Nash. He said: “Steve knows how to bend the ball and all that type of stuff."
Knicks yönetimine  Donnie Walsh geldiğinden beri yapılan plan buydu; ne yap, ne et 2010'da LeBron'un al! Aslında mantıksız bir plan değil, çünkü bu ligde etrafını tamamlaması en kolay adam o. Ligi gelecek sezonlarda domine edecek isimlere bakalım örneğin; gidip Amare Stoudamire, Chris Bosh veya Dwight Howard'ı alsanız, onları oynatacak guard, rakiplerin içeriye gömülmesini engelleyecek şutör lazım. Wade, Paul veya Deron'u alsanız, onların oynatabileceği oyuncular, en azından bir skorer uzun lazım. Duncan, Garnett ve Kobe'yi zaten bu saatten sonra almazsınız ama onların da tek başlarına yeterli olmadıklarını örnekleriyle gördük, görüyoruz. Ancak LeBron öyle değil. Etrafındaki isimlerin hiç biri yukarıda örneklediğimiz isimlerin etrafındakilerle boy ölçüşecek durumda değilken bile Cavs bir şampiyonluk adayı, hatta ligin şu anki görüntüsüyle en önemli 3-4 adaydan biri olmayı başarabiliyorsa bunun tek sebebi LeBron. Yılların GM'i Walsh'un bunu görmesi de zor olmadı haliyle. Yıllardır kabarık payroll'ü takımın en çok konuşulan yönü olan, az buçuk basketbol oynayabilen herkese bol sıfırlı kontratlar vermekten kaçınmayan ve daha da ilginci bu kadar müsrifliğe rağmen halen ligin en çok kar eden takımları arasında olan Knicks, 2010 için cap boşluğu yaratmak için son yıllarda ilk defa verdiği-aldığı kontratlara dikkat etmeye başladı. İşte bu mantık bizi dün geceye ve belki de Batı konferansında bazı dengeleri sarsabilecek iki takasa götürüyor.
Bilindiği gibi NBA'de bazı takaslar vardır, transfer piyasasına domino etkisi yapar. İşte Iverson takası da bence bu tarz bir takastı. Play-off'a girip giremeyeceği belli olmayan Denver'ın takastan sonra daha iyi bir görüntü içerisine girip Batı'da 2. sıraya kadar çıkmasıyla(dün gece Lakers'a yenilip yerlerini kaybettiler) sezon başında play-off'un son sırası için Denver'la çekişeceği düşünülen Golden State ve Baron Davis'i alarak yine bir play-off takımı olmayı amaçlarken Brand'in 76'ers'a gidişiyle bütün planları alt-üst olan Clippers için de bir hamle yapma zamanı gelmiş demekti. Çünkü Batı'da şu anki halinden çok daha iyi durumda olması beklenen Spurs, Mavs, Hornets gibi takımların toparlanmasıyla işler iyice kızışacak, büyük ihtimalle de play-off'a giren takımları, giremeyenlerden 1-2 galibiyet ayıracak. İşte bu yüzden fazla zaman kaybetmeden eldeki fazlalıkları çıkarıp takıma katkı sağlayacak isimler eklemek ve esas oğlanlar kendilerini toparlayana dek alabildikleri kadar galibiyet almak GSW ve LAC gibi play-off'a şu haliyle kalması zor takımlar için oldukça önemliydi. Dün geceki operasyon sonucunda sezon daha başlamadan ayrılmak isteyen ve D'Antoni'nin sistemine cuk oturacak Harrington, Phoenix'te D'Antoni'yle tekrar hayata dönüp mevcut kontratını kapan Tim Thomas ve kontratı bitene kadar yine run'n gun sisteminde iş yapacak Cuttino Mobley New York semalarına doğru yol alırken, Knicks'in belki de en önemli ismi olan Crawford GSW'ye, ne zaman ne yapacağı pek belli olmayan ancak her şeye rağmen 20-10'lu bir forvet olan Zach Randolph da Clippers'a doğru yola çıktılar.
Aslında bana sorarsanız takaslar New York'un 2010 planı dahilinde doğru takaslar olsa da, yapılan takımlar ters olmuş. Şu görüntüde Kaman-Camby ikilisine sahip, ancak dış atıcı olarak umut bağladıkları Ricky Davis'ten %29 isabetle maç başına 4.5, Eric Gordon'dan ise %31'le 4.2 sayı bulabilen Clippers için Jamal Crawford daha iyi bir tercih olurmuş gibi görünüyor. Her ne kadar Kaman ve Camby skorer yönleriyle ön plana çıkan isimler olmasalar da, ikisinden toplam 30 sayı civarında bulmak Baron Davis gibi bir guardla mümkün. Şu anda oluşturacakları Zach-Kaman veya Zach-Camby ikililerinden herhangi birinin de en fazla 35 sayı civarına çıkabileceğini varsayarsak, çok da abartılacak bir artış söz konusu değil gibi duruyor.
Diğer tarafta işler daha da karışık. Takımda 1-2-3 numara oynayabilecek isimlere şöyle bir göz atalım; Marcus Williams, CJ Watson, Monta Ellis, Captain Jack, Corey Magette, Marco "beş dakkadan fazla oynatın all-star olucam" Belinelli, Nelson'ın yeni keşfi Anthony Morrow, Kelenna Azubuike, DeMarcus Nelson ve son olarak Jamal Crawford! 3 pozisyon için tam 10 isim mevcut ve bunlardan DeMarcus Nelson ve biraz da CJ Watson dışındakilerin hepsi oldukça kaliteli, başka takımlarda iyi süre bulabilecek isimler. Bir de 4-5 numaralara bakalım; Biedrins, Turiaf, Wright, Hendrix, Kurz ve Anthony Randolph. Bunların da Biedrins ve biraz da Wright, hadi ucundan kulağından da Randolph dışındakileri bir çok NBA takımında süre bile bulamaz. Böyle bir durumdayken Al Harrigton'ı verip içeride Biedrins'le birbirini tamamlayan bir ikili yaratabileceğiniz Zach dururken, takımda benzeri versiyonları olan Crawford'ı almak bence Don Nelson standartlarında bile saçma. Şu anda Nelson sanıyorum Captain Jack'i 4 numaraya kaydırıp, tek uzun Biedrins etrafında 4 tane uçan kaçan oyuncu modunda bütün sezonu oynamaya çalışacak, olacakları hep beraber izleyeceğiz. Ben açıkçası Monta Ellis de dönünce top paylaşımını nasıl yapacaklarını ziyadesiyle merak ediyor ve play-off yapamayacaklarını düşünüyorum.
New York cephesi ise gelişmelerden memnun, 2010 yılında bitecek 25 milyonluk kontrat aldılar, yine Q-Rich ve Jerome James'in toplam 15 milyonluk kontratları da 2010'da bitiyor. Malik Rose ve Steph'in ise bu sezon biten toplam 29.5 milyonluk kontratları var. Elde 2010'dan sonra devam eden Wilson Chandler, Gallinari, Jared Jeffries ve Eddy Curry'nin kontratları kaldı. İlk ikisinin toplamı 5 milyon civarında ve ikisi de geleceğin takımında yer bulacak isimler. Ancak sonraki ikiliyi postalamaları oldukça zor gözüküyor. Onlara rağmen şu an için 2010 yılında 2 tane max. kontrat verebilecek duruma geldiler ve kontrat uzatmaları gerekebilecek Nate, Lee gibi oyuncuların kontratları da 2010'da bitiyor. Yani Clippers'ın bu sezon Brand'e yapmayı düşündüğü gibi LeBron+Bosh'la imzalayıp ardından kendi kadrosundaki isimlere extension verebilirler, nasıl olsa lüks vergisi ödemek gibi bir sorunları yok. Bu planın gerçekleşmesi için tek adım kaldı, o da LeBron'un "evet" demesi, ki o da pek çok defa şampiyon dahi olsa Cleveland'dan ayrılabileceğini açıkladı ve bence zaten çoktan aklına New York'a gitmeyi koydu. Dün geceden beri ise kulislerde LeBron'un yanına Bosh'un da eklendiği, hatta bu ikilinin 2010'da kesin Knicks'te olacağını söyleyen dedikodular dolaşıyor. İmkansız mı, tabii ki hayır. Sırf Kanada'da olduğu için NBA'in "üvey takımı" konumunda olan Raptors'dan, benzeri sebeplerle ayrılan yıldızlara bir göz gezdirirsek bunun tekrarlanması bizi çok da şaşırtmaz. Eğer bu ikiliyi beraber getirmeyi başarırsa, Walsh'un heykelini Madison Square Garden'a dikmeleri lazım, orası da ayrı konu.
Bir gecede 2010 için tam 27M$'dan kurtuldu Walsh. Önümüzdeki iki seneyi çöpe attıklarını da resmileştirdiler. Harcanan bunca yıldan sonra düzlüğe çıkmak için kullanılacak iki yıl hiçbir şey değil tabi. 2010 yazı için tek külfet Curry'nin kontratı kaldı; fakat takas edilemese bile yeterli boşluğa sahip olacak Knicks.


Oğuz ile maçlara bakınırken Raptors-Nets maçına dikkat etmiş sağolsun bakalım dedik neler oluyor son saniyelerde. İzlemek için bir link bulduk ama link çalışmadı, görebildiğimiz tek şey Yahoo sayfasından maçı Nets'in kazandığıydı. Sayıyı kim attı yada nasıl attı görmedik, izlemeyedik. Sonra izleyince "Vay anam vay neler dönmüş Serhat ya! " demekten alamadım kendimi. Bu da maçın özeti, aslında indirilip izlenilesi bir maç olmuş, afiyet olsun: