12 Ağustos 2008

Dibi Kaynıyor Dünya'nın



Atalarım kaçmışlar İkinci Dünya Savaşı zamanında, önce Artvin-Batum'a ardından da Sakarya'ya. Hâlâ ailemde Gürcüce konuşulur, folklor oyunlarını neredeyse herkes bilir ve hatta Türk değilim, Gürcüyüm ben ve Hristiyan'ım diyen de mevcuttur. Bu kadarı bana abartı gelse de, Gürcü olmaktan gurur duyuyorum diyemeyecek kadar hiç oralara -hatta Artvin'e bile- gitmemiş olsam da soyum oradan gelmekte.

İşte bu yüzden bir yanım iki aç köpek; biri tabakhane'ye demokrasi götüren siyonist tabanlı şımarık Amerika, diğeri özenti komünistlerimizin, komünistliğin özünü kavrayamadan tapındığı soğuk ülke ve Aksaray-Karaköy hattında çalışan hayat kadınlarıyla ülkemizde ün salan Rusya. Arada da benim gariban soyum, Gürcistan.

Nasıl oluyor hâlâ anlam bile veremiyorum. Amerika'nın Saakashvili ve Soros ile içine ettiği ülke hâline geldi Gürcistan. Oysa ki ben o güzel şaraplarını anlatmayı yeğlerdim şimdi burada bu yazıyı yazacağıma.

Adapazarı'ndaki Türk ordusundan bile az ordusuyla sırf Amerika'nın NATO desteğine ve ülkelerine verecekleri destek için Irak'a asker yollama pazarlığına girdiler. Bununla yetinmeyip yine ülkemizde bol bol bulunan ve benim hep bunları kardeş bildiğim "Abhazya - Güney Osetya" yönüne doğru ilerlemeye başladılar.



Acaba nasıl Amerika'nın neredeyse Irak'a bile başkalarının askerleri dururken kendi askerlerini yollamayacağını göremeyecek kadar kör oldular? Yükselen petrol fiyatları, füze kalkanı derken tekrar yavaş yavaş Süper Güç hâline gelmeye başlayan Rusya'nın yeterince tepkisini çekmişken daha fazla üstlerine gitmeye Amerika nasıl cesaret edebilir ki? Bunları düşünememiş olmalarının altında ağır bir uyuşturucu tahribatı olması gerektiğine inanıyorum.

Ve iki gün sonra geri çekildi Saakashvili. Başkanlık sarayından bile sınırlara yığılan Rus ordusunu görebilirdi zira. Açgözlülük böyle bir şey olsa gerek. Bağımsızlığını kazandıktan sonra daha fazlasını istemek? Ancak Pepsi reklamlarında olabilirdi.

Bu konu hakkında asıl şaşırdığım şey ise Rus ve Gürcü gazetelerinde bu pis işte adı geçen bir Türkiye'nin olması. Suçluymuşuz çünkü Gürcistan'ı Rusya'ya karşı destekleyip bir de 45 Milyon $'lık askeri yardım ve yüksek teknoloji silah satmışız.



Türkiye diyeceğim içim el vermiyor. Tayyip ve Gül diyelim ki Amerika'ya yalakalık yapmak için paravan olmayı kabul edip böyle bir yaptı diyelim. Hangi kaynakla bunu yaptı? O son teknoloji bizde ne ara üretildi de başkalarına satılmaya başlandı? Ben bunu anlayamıyorum ama ateş olmayan yerden de duman çıkmaz. Bu kadar uzun boylu olmasa bile bu ülkenin -ne yazık ki- başındakilerden birilerinin bu işlerde parmağı olduğunu düşünüyorum ve hepsinin köküne kibrit suyu dökmek istiyorum, gün gelir elbet.

Evet, belki Gürcü olmaktan gurur duyuyorum diyemesem de atalarımın oradan geldiğini biliyorum, zaten nefret ettiğim şu pis "dünyevi" oyunların da onun tepesinde döndüğünü görünce üzülmekten başka bir şey yapamıyorum.

Kopacaksa kopsun kıyamet? İyi olur. Kopsun da bu dünya yanınıza kâr kalmasın.