12 Ekim 2008

www.gotegeldik.com

İnternet içimize öyle bir işlemiş ki haberimiz yok...

En basitinden buradaki arkadaşlarımı bir forumdan tanıdım, sonra geldim bir de onlarla birlikte internet üzerinden bildiklerimizi yazıya döküp blog oluşturmaya başladık. Bu da onun eseri olacak mesela...

Facebook'la yanılmıyorsam 1,5-2 sene önce kuzenim sayesinde tanıştım, o sıralar pek bir muhabbetimiz olmadı ama sonra başka bir arkadaşım "Ya facebook acayip bir site abi bütün geçmişin çıkıyor" dedi. "O nasıl iş lan?" diye düşünüp sazanladım ve o bildiğim siteyle karşılaştım. Ulan hakikaten de eski tanıdıklarımı, yıllardır görmediklerimi çıkarmaya başladı karşıma. Onun heyecanıyla olacak ki düşünemedim; "Bre gerizekalı o ona böyle demeseydi, o da gelip bana böyle demeseydi Mark gelip de kapımızı mı çalacaktı geçmişten dostlarımızla" kimse duymasaydı kimseyi bulamazdım elbette. Sonra herkes birbirine facebook sorar oldu, en çok arkadaş kimde vardı? O bitti en çok ünlü tanıdık kimin arkadaş listesinde mevcuttu? Sandıklardan ayna karşısında, arabada, bikiniyle-boxer mayo ile verilmiş pozlar çıkarılıp albümlere konuldu; "Cnm $ok $eker Olmu$un yeaaaa" diye yorumlar eklenmeye başlandı... Kasırga dinmedi! Facebook o kadar içimize işlemiş, o kadar sırlarımıza şahit olmuştu ki artık kankaydı ve ona kısaca "Face" diye hitab ediyorlardı. Herkes çıldırmıştı, insanlar yemek yemeden albümden albüme sataşıyor ve duvarlara işiyorlardı! Derken... Bir yerden sonra rutine bağlandı her şey... Otu boku emperyalizme bağlayan insanlardan olmak istemiyorum ama emperyalizmin getirdiği hızlı tüketim çılgınlığının bir sonucu ne yazık ki bu da... Herkes sınıra dayanınca facebook modası bitti, "Face de çok baydı ya..." demek moda oldu. Espiri anlayışı dibe vurmuş film karakterlerine bile replik oldu; "Sende facebook var mı abi?" diye...

Kaç erkek webcam'den hatun soymadığını söyleyebilir ki? Denediğini diyelim bari, daha da geniş bir kitleye seslenelim. Kaç kişi hâlâ bir tarafa; "Aşk dediğin cinden farksızdır. Neden mi? İkisi de üç harflidir ve ikisi de çarpabilir mirim" yazarken öteki tarafta "Üstünde ne var yavrum? Meme uçlarını yalayabilir miyim?" diye oryantallik yapıyordur? Kimseyi gerçekten tanıyamayız, bilemeyiz. Bunları yazıyor olmama rağmen yazdığım her şey benim için de geçerlidir, en yakın arkadaşım için de. Yakın dereceden iki büyüğüm olan akrabamı bile öyle hâllerde istemeden bastım ki "Yuh artık! Yaşını başını almışsın!" demeye tereddüt etmedim. Onları o hâlde gördükten sonra herkesten şüphe ederim.
MSN iletilerimiz bizim için çok değerli. Herkes kişiliğinden ve hayatından belirli kesitler sunmak için kıçını yırtıyor. Arasıra ben de dahil oluyorum buna, kabul. İşe yarıyor ama ne yapayım? Misal eskiden iletime efendime söyleyeyim; "Film izliyorum rahatsız etmeyin", "Burada değilim..." diye abidik gubidik şeyler yazardım. Bir gün bir şimşek çaktı kafamda, artık kendimi engelliyorum. O şimşek çaktıktan hemen sonra ışığı gördüm, biri belirdi... "Bu işin sonu 'masturbasyon yapıyorum rahatsız etmeyin' yazmaya kadar gider evlat, gel vazgeç şu işten" Ak sakallı dede tabi, kim olacaktı ya? Tamam beni böyle abidiklik ve gubidikliklerden vazgeçirtti belki ama bre moruk kim yazar ki öyle bir şey?!

Şimdi nereden esti bu upuzun yazı bana da üşenmeden gecenin bir yarısı yazdım? Başka bir internet ortamında, bir arkadaşım bir yazı koymuş... O da başka bir internet ortamından arkadaşından ya da bir makaleden alıntı yapmış. Alıntısı üç pasta kaleye gol olan eleman kim bilemiyorum, o yüzden adı geçmeyecek burada kusura bakmasın. Ben ise Deniz'e teşekkür ediyorum, okursa burayı görür. (Alıntı yaptığın yazıya ait olan yorumunu da altına ekliyorum, çok hoşuma gitti. Saygı-sevgi çerçevesinde... )

...insanlara çip takılması hiç de yabancı değil aslında. yine klasik şeylerle ve komplo teorisyenlerinin yıllardır sata sata bombok ettikleri lafları bu kez farklı şekilde söyleyeceğim. nerdeyse hepimizin birer cep telefonu yok mu? artık nerdeyse tüm alış verişlerimizi, emeğimizi depoladığımız banka hesaplarımızı tek bir karta sıkıştırmıyor muyuz? nerdeyse herkesin evinde bir televizyon yok mu? şu yazıyı okuyabilen çoğunluğun nerdeyse tüm özel hayatı nette gezinmiyor mu? kişisel bilgileri hükümetin elinde değil mi? bunlara hayır diyebilir misiniz? bugün sizi birisi 'gerçekten' bulmak istese ve sizi oturduğu yerden mahfetmek istese bunu yapamaz mı? bütün bu sorulara yanıtınız evetse neden insanların çip takılmasına sıcak bakabileceğini düşünmüyorsunuz? insanlar toplu histeriyle bugün biz kaçkişiyiz gibi bir oluşuma milyonlarca üye bulabiliyorsa, kaç kişi sizce bu çiplere hayatını sıkıştırmayı düşünür? toplumun gerçekten ne kadarı tüm bunlara kuşkuyla bakar? ben söyleyeyim; çok az. aynen de bu söyleniyor zaten. 'insanlar bütün bunları kendileri isteyecek'.
Anonim
- göte geldik galiba ya...
Deniz