05 Nisan 2010

Fırtına Dediğin Eser Bildiğin


Sınav yüzünden anca ikinci yarıya yetişebildim. Maç kendi sahamızda ama Valilik ile yapılan anlaşma gereği İzmir takımları arasındaki maçlar Atatürk Stadı'nda oynanıyor. Kombinem olmasına rağmen en az 15dk kapının önünde bekledim, bu çok sinir bozucu bi durum kendi stadımızda olsa tepkim farklı olurdu muhtemel. Dandik bir taraftar grubumuz var. Bu başarılar gelmeden önce kalabalık yoktu belki ama son 3-4 haftadır gelen kalabalığı beğenmiyorum. Eskiden herhangi bir olay çıktığında yatıştırmak için araya girerdik. Artık mümkün olduğunca uzak duruyorum zaten çevremde de olay çıkaracak yapıda insanlar yok.

Maça girdiğimde 2-0 öndeydik tabii doğal bir gırgır havası hakimdi. Önce saçma bir gol yedik penaltıdan. Daha sonra karambolden bir tane daha. Tam maç dönüyor eyvah derken bir kırmızı kartla 10 kişi kaldık. Daha yarım saat önce boncuk bulmuş gibi gülen suratlarımız doğal olarak mosmor oldu birden. 10 Kişi Karşıyaka'da olası bir hareketlilik başladı tabii, Bucaspor karşısında böyle bir fırsat yakalamışlardı ve 2-0'dan 2-2 yapmanın gazıyla saldırdılar. Bizim bu dakikalarda beklentimiz Yılmaz ile yayın üzerinden bir şut, Erkan'dan etkili bir orta, Batdal veya Yunus'tan karambol bir şut çünkü kalede eski Beşiktaş'lı Ramazan vardı ve her topla buluştuğunda "içeri alsa ya la" diye temennileri duyuyordum etraftan :) Teknik ekip bizi duymuş olacak ki önce Yunus'u sonrada Yılmaz'ı oyundan aldılar. O an zaten morarmış suratlarımız iyice çökmüştü işte.

Karşıyakalı topçular arsızca yüklenirken doğal olarak savunmada derin boşluklar bıraktıklarının farkına varamadılar bir süre oysa uyarıldılar da savunmadan atılan yada şişirilen uzun toplar forvet hattı ile buluştuğunda yaratılacak tehlikenin onlar da farkında idiler ( idiler :))) ). 1-2-3 derken 4.de golü bulduk. Gol anını hayal olarak hatırlıyorum anca maçtan sonra da tekrarını izlemek istemedim, zaten yendik ki. Beraber izlediğimiz grup ile az kalsın grup seks'e giriyorduk, üzerime atlayan ya da benim üzerine atladıklarım... Son dakikalarda gelen gol-galibiyet golü hatta- en tatlı orgazm sonrası suratta oluşan pis gülüşe benziyor sanırım. Kabaca "asıl koyduk aaaa"derken kaypak kaypak gülüşün verdiği his diğer uhrevi faaliyetler yardımıyla bile elde edilemez eğer futbol'a sadece bir oyundan daha fazla değer veriyorsanız.

Bu hafta aynı stad'ta Altay ile oynayacağız. Selim Ataz'ın takımı. Bu sefer deplasman takımıyız. O maçı da alırsak... :)