13 Ağustos 2010

Japonya Seyir Defteri-5

Atari, tsunami, samurai, hentai ve sushi Japonların dünya dil tarihine ve edebiyatına kattığı sözcüklerden akla gelenlerden birkaçı. Japon şirketlerin kendilerine has yapılanması, bu alanda yakın zamanda jargona girmeye başlayan sogo shosha sözcüğünü de lügatlara dahil edecektir.

Japonların Çin'in Han hanedanlığı döneminde kendi kültürlerine dahil ettiği ve bugün yazı diline hakim Kanji alfabesiyle 総合商社 şeklinde yazılıyor "sogo shosha". Sözcük anlamı, genel ticaret yapan büyük şirketler topluluğu.

Bu noktada yeni bir paragraf açmak istiyorum.

Büyük şirketler topluluğu İngilizce'de conglomerate olarak geçiyor; ancak akademik jargonda bir işletmenin "conglomerate" olabilmesi için halka açık ve hisselerinin alım satımının yapılıyor olması gerekiyor. Ancak her büyük grup ve bu grup şemsiyesi altındaki iştirakler (yan kuruluşlar), halka açık değil. O yüzden daha geneli kapsayacak bir terim, iş grubunu kullanmak daha doğru. Misal Türkiye'deki holding yapılanması, Güney Kore'deki chaebol ve Japonya'daki sogo shosha, birer iş grubu ancak illa ki bunların hepsinin büyük şirketler topluluğu olması gerekmiyor. Nüans ancak mühim.

Yukarıda açtığım paragrafı kapatırken, bunca "conglomerate" kullandıktan sonra, sizlere Busta Rhymes'ın Respect My Conglomerate şarkısını youtube'dan paylaşıyorum. Buradan izleyebilirsiniz.

Sogo shosha'nın dünyadaki diğer iş gruplarından farkı, özlerine bağlı kalarak ticaret ile varlıklarını sürdürmeye devam etmeleri. Benim staj yaptığım Marubeni, kimono ticareti ile iş hayatına adım atmış ve şu anda 12 bölüm altında 60 farklı ürünün alım-satımını yapıyorlar. Üreticiden alıp tüketiciye ulaştırdıkları mallardan belirli oranlarda yüzde alarak iş yapıyorlar diyebiliriz kabaca. İşlem hacminin büyüklüğü ve ölçek ekonomisi sayesinde bugün hala varlıklarını devam ettirebiliyorlar; ancak konumları sallantıda dersek yanlış olmaz. Çünkü artık üreticiler, rekabetin arttığı günümüz küresel ekonomisinde masrafları mümkün olduğunca kısıp gereksiz aracıları ve işlemleri ortadan kaldırmayı hedeflediklerinden ötürü mallarını doğrudan tüketiciye ulaştırma yolunu seçiyorlar. Örnek olarak Marubeni eskiden Nissan dağıtıcısıyken, Renault şemsiyesi altına giren Nissan, artık araçlarını doğrudan kullanıcıya ulaştırıyor.

Fortune 500 1995'te ilk 7 şirketin 6'sı sogo shosha iken, 2010 yılındaki listede esameleri okunmuyor. Sogo shosha'ların kar payının %1 seviyelerinde takip etmesi, 90'lı yılların Japon ekonomisinin kayıp yılları olması ve üreticilerin tüketiciye doğrudan ulaşma yolunu tercih etmesi, sogo shoshaların yerlerini kaybetmesine neden oldu dersem yanlış olmaz. Ek olarak, son yıllarda yükselen petrol fiyatlarının, şu anki listenin oluşmasındaki etkisini de belirtmekte fayda var.

Üretim yapmayan ve sadece tüccarlık ile bu kadar büyüyebilen sogo shosha'lar, iş hayatındaki varlığını ve başarısını doğduğu topraklara- Japonya'nın kendine has yapısına borçlu. Ülkeye uzun yıllar kapalı ekonominin hakim olduğundan önceki yazılarda bahsetmiştim ve bu kapalılığı açan insanlar, sogo shosha'ların temelini atan tüccarlar. Bunun dünyanın genelinden bir farkı yok- bir yerde olmayan ürünü başka bir yerden temin edip yokluğa satarsın ve para kazanırsın. Sogo shosha'ların oluşmasının en önemli nedenleri, i) Japonya'nın doğal kaynaklarının olmaması ve ii) 2. Dünya Savaşı sonrası Amerika desteği ile tekrardan kurulan Japon endüstrisinin hammadde ihtiyacının, 1860'lı yıllarda dışa açılan Japon ekonomisinde yurtdışı ile de bağlantılar kuran tüccarlar aracılığıyla karşılanmasıdır.

1960'lardan başlayarak inanılmaz bir atılım gerçekleştiren Japon üreticilerine sağladıkları ham maddelerden üretilen ürünleri, yurtdışına satarak para kazanmak sogo shoshaların ana faaliyetidir. Japon üreticilerin iç pazara satamadığı malların, dışarı arz edilmesinde oynadıkları rol sayesinde bugünkü konumlarına gelen sogo shosha'ların Türkiye'deki holdinglerden en büyük farkı bu. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda var olmayan endüstri ve üretim sektörünün, holdinglerin evrimleşme sürecindeki varlığı inkar edilemez ve Japonlar kadar uluslararası bir kimlikleri mevcut değil. Yalnız Türk holdingler, alım- satım bazlı ticaretten zaman içinde üretime kayarken sogo shosha'lar orjinal kimliklerine sadık kaldılar.

Tam olarak da bu sebepten, sogo shosha'lar şu anda değişen iş anlayışından ötürü (üreticilerin doğrudan tüketiciye ulaşma isteği) %1 civarında kar marjı ile iş yapıyorlar. 100 milyar dolar satışa karşılık sadece 1 milyar dolar karları var. 90'lı yıllardan beri yaşadıkları mali sıkıntıların üstesinden gelmek üzere yönetim ve stratejilerinde köklü değişime giden sogo shosha'lar, dünyadaki diğer iş grupları gibi üretimde söz sahibi olma konusunda adımlar atıyorlar.

İş hayatında, sogo shosha'ların varlıklarını sürdürebilmeleri açısından zorunlu olan adımlar, ilerleyen yıllarda değişik şirket alımları/ birleşmeleri/ ortaklıkları olarak karşımıza çıkması oldukça olası. Konu hakkında görüşlerimi daha da uzatmadan, yazıyı da daha fazla dağıtmadan burada noktalıyorum.