28 Mayıs 2009

Bu Maç Evde İzlenir Dedik Dayı - No You Can't!


İlk golde talihsiz bir biçimde kaleciyi yanıltan müdahaleyi yapan Ivan Radeljic, ikinci yarının başında Daniel Gygax'ın arapasında çaresiz kalınca Christian Eigler farkı ikiye çıkaran golü attı. Aslında Cottbus'un teknik direktörü Bojan Prašnikar maçtan önce takımının son haftaki Leverkusen üçlemesi sonrası güveninin yerinde olduğundan bahsedip duruyordu. Ama maç öncesi bir anda çark edip "Bu maçta gol yememek çok önemli" söylemine döndü. Doğal olarak da Nürnberg gibi güçlü bir orta saha karşısında golün geldiği 13. dakikaya kadar 63% gibi absürd bir topla oynama yüzdesine izin verdiler. Takımın hemen hepsi Balkan orijinli, bu da bana sempatik gelen bir durum... Ama Sloven çalıştırıcı tercihi biraz zorlama bir sinerji arayışı olmuş. Petrik Sander bu takımla daha iyi iş yapıyordu bence. Yine de Prašnikar'ı başarısız saymak haksızlık olur.


60. dakikadan sonra net bir Cottbus baskısı vardı sahada. Stiven Rivic çok yetenekli bir adam, gelse Turkcell Süper Lig'de oynasa sevinirim. Hırvat oyuncunun müthiş dribblingleri ve üstün bir pas yeteneği var. Bugün de Club savunmasını en çok zorlayan isimdi. Ervin Skela ile birlikte bunu yapabilen iki adamdan biriydi de diyebiliriz fazla uzatmadan. Ülkesinin sıradan bir takımından 135 bin euro bonservis bedeliyle alınmış 21 yaşında iken... Kadrodaki diğer isimlerin de transfer hikayesi çok farklı değil. İyi de aynı takım Çağdaş Atan'ı da almış diyebilirsiniz, aslında ilk onbirde düşünülen bir isim değildi öncelikli olarak. Benim forumlarda okuduğum kadarıyla sol bek yedeği olarak düşünülüyordu hücumcu Daniel Ziebig'in arkasında... Bonservis bedeli olmaksızın kadroya katıldığını da hatırlatmak lazım. Gerçi ne zaman izlesem insanlık dışı hareketten ötürü bir sarı kart görüyor, maçın sonunda atılabilirdi de... 2. Bundesliga'ya daha çok yakışacaktır...


İlk paragrafa başladıktan sonra üçüncü gol de geldi, Tremmel de kolpalamaya başladı. Son dakikalarda iç sahada 2-0 ya da 3-0 yenilmenin çok da fark etmeyeceğini düşünen Energie yüklendikçe yüklendi, ama golü bulan bir kez daha Isaac Boakye oldu. Telaffuzu da ilginçmiş bu adamın soyadının, Alman spikere güvenmek lazım zira benden iyi "Çağdaş" diyor. Her "Boakye" deyişinde de sayfiye yerinde poğaça satan amcalar geldi aklıma, böyle ciğerden... Maç bitiminde deplasman takımının taraftarı hep bir ağızdan Marek Mintal'in ismini söylüyordu. 31 yaşındaki Slovak oyuncunun takım küme düştüğünde birçok teklifi geri çevirdiği konuşuluyordu, böylece vefasının karşılığını almışa benziyor. 2. Bundesliga'nın açık ara en pahalı, tartışmalı olarak en iyi kadrosu 1. Bundesliga'ya 90 dakika uzaklıkta... Ben Stefan Kuntz eli değmiş K-Town'ı görmek isterdim. Nürnberg ne kadar bu lige aitse, Kaiserslautern de o kadar ait zira...


Mintal de bugün 41/45 isabetli pas oranıyla oynamış, dört kere kaleyi yoklamış. Neyse ne diyordum, bu gece "Patti Smith: Dream of Life" var CNBC-e ekranında. Geçen sene İstanbul Film Festivali'nde izlemiştim sanırım... Öyle olmalı. Tavsiye edelim, koşarak uzaklaşalım. "Stiven Rivic hakkında ettiğin kadar laf edemiyor musun Patti Smith hakkında" derseniz de susarım en fazla... Spor blogu yazıyoruz canım, lütfen.

Cengiz Çandar Gibisin: Bu yazı aynı zamanda NUMARAIKI gazetesinde yayınlanmıştır.