10 Eylül 2008

Guybrush Threepwood: Vol 2

Çocukluğumda oynadığım bilgisayar oyunlarından bahsetmiştim son yazımda, hatırlayamadıklarım ve hatırlayıp da suyu çıkmasın diye yazıyı daha da uzatmaktan vazgeçip yazmadıklarım olduğunu belirtmiştim. Geri dönüp baktım da LucasArts ve Blizzard çocukluğuma ve gençliğime bayağı bayağı kazığı geçirmiş. Zaman geldi, o kadar çok varmış ki; vol 3 bile çıkarabileceğimi düşünüyorum. Devam ediyoruz!


Her ne kadar sadece ilk oyununu tamamen oynamış olsam da oynadığım en iyi RPG oyunudur, belirtmeliyim bunu. Farklı karakterler, farklı özellikler ile bitire bitire doymadım. Geçenlerde seneler sonra Torrent'te karşıma denk geldi de tekrar bitirdim nasıl mutlu oldum. Viagra etkisi yaptı yeni nesil oyunlara alışamamış bu bünyeye... Bunun da Ultima gibi bir sloganı vardı hoş, Fallout is a Blackout... Sanırım böyle bir şeydi.

Bu oyunun bölüm sonlarındaki bulmacalara kafa patlatmak, LOST'un bir sonraki bölümünde/son bölümünde ne olur acaba ya da Sudoku da sudoku olmadı kurbağaboku diye kafa patlatmaktan kat kat daha iyidir benim gözümde. Çok uzun zaman oldu, bölümleri, oynanabilirliği çok iyi olmasının dışında ayrıntısıyla hatırlayamıyorum ama bulmacalar gözümün önünde. Tam çözümlere bakmadan oynanırsa vereceğin zevkin daha fazla olacağı kanaatindeyim.

Nasıl oldu bilmiyorum ama çok duymama rağmen bir kere bile oynamışlığım yoktur. Gayet övülür, en son Emre bahsetmişti bana bundan. Umarım bu yazıyı okuyacak ve oralardan bize gülümseyecektir. Emre nabüüüün aaafız? Full Throttle...

Yorum bile yapmaya cürret etmem. Fotoğrafı koyarım, açarım slow-duygusal bir müzik eski günleri yâd ederim.

Bilgisayar oyunu değildi belki ama o zamanlar PS 1 bize nimet olduğundan bulduk mu danalar gibi oynardık Crash Bandicoot'u. Ahım şahım, şurası böyleydi burası böyleydi denecek bir oyun değildi ama eğlenceliydi. Modern Super Mario'ydu. Üçün biri...

Hayal meyal hatırlıyorum, eğlenceliydi. Kan, şöhret, macera, para, aksiyon, trajedi, seks, role playing (?) Daha neler neler. Alayınızı düzeks...

Bir fenomendir Half-Life... FPS'de çığır açandır, çığırtandır, devrimdir, devrimcidir, FM'den iyi olmasın CHE GUEVARA aşığıdır.

  • Opposing Force
  • Blue Shift
  • Decay
  • Team Fortress
  • Counter Strike
  • Half Life 2
  • Lan
  • Bi siktir git Sierra
  • Yeter Be
Akülü oyun arabaları falan, ne oluyoruz lan? Toystory 1, ha Toystory 2 derken... Revolt, ergenlikte geçmişi bastırıp da artık tamamen adam olduk sandığımız anda içimizdeki çocuğu -adına yakışır şekilde- isyan ettirdi anasını satayım. Geç olgunlaştık böyle olunca... Tek suçlu Revolt da değil gerçi de, neyse. Toytanic haritası favorimdir...

Kick Off 97 içimde patlayan oyunlardan biridir. İlk defa bir arkadaşımda bütün günü bu oyunu oynayarak geçirdikten sonra, arkadaşımın şehir dışına taşınması vesilesiyle her yerde aradım ama o zamanın Sakaryasında bulamadım tabi... Amcam İstanbul'dan bulmuş, huyu değil de esmiş işte kafasına hediye alıvermiş ki aldığı ilk ve son hediyedir... Buna rağmen onu bile becerememiştir tabi ki, cd eşek gibi çizik çıktı kabından. Oynayamadım bir daha, o patlamanın ardından kasmadım da hiç bulayım da oynayayım diye.

Actua Soccer'ı da aslında Playstation'da oynadım. Bu oyuna dair sevdiğim şey Alan Shearer'dı. Ealaaaaaaaaan Şiiiiraaaaaaaa diye başlardı oyun. Onun dışında da pek anlam ifade etmiyor bana ama seveni boldu. O zamanların FIFA'ya alternatif futbol oyunları işte.

Yeter bu kadar bu seferlik de... Çok uykum geldi, Vol 3 dedim de Vol 4 bile çıkacak gibi.