04 Eylül 2008

Gözümün Seğir Defteri: Emniyet Şeridi


Samed, Ous Van Baskaay ve bendeniz iftarımızı yapmışız, Kadıköy'den; "Bi turnuva daha geldi geçti" diyip öpüşerekten, sarılaraktan ayrılmışız. Oğuz evine, biz de Samed'le Sakarya Vib'e...

21.30 otobüsüne yer bulduk. Muavinin her seferinde açıkladığı gibi; "Takriben 1 saat 45 dakika" sürecekti yolculuğumuz normal şartlarda. Bu da demek oluyor ki; 23.15'te Terminalde olup bavullarımızı alıyor olacaktık. Ama olmadı tabi...

Sapanca-Kırkpınar mevkiinde bir kaza meydana gelmiş. Tam orada tıkalı yol, hiçbir ilerleme yok. "Daha yeni olmuş herhalde..." diye düşündüm. Zaten çok geçmeden şoför de kontağı kapattı. "Bari bi sigara içeyim hem de bakayım, ne ayak?" diye düşünerekten Samed'i de aldım, aşağıya indik.

Asfalt güzel hocam, zemin mahalle maçı yapmaya müsait. Bir sigara yaktım, herkes birbirine aynı soruyu soruyordu o sırada; "Ne olmuş?" Bizim otobüs tam orta şeritteydi. Sağ şeritle emniyet şeridinin arasında bekliyorduk ki ileriden parlak bir ışık vurdu gözümüze, kenara çekildik hemen.

Emniyet şeridinden araçlar geçiyor ama BMW, Mercedes ve Jeep şeklinde ayrıcalıklı arabalardı bunlar. Yani ayrıcalıklı insanlar, halk isyanlarda tabi. Krallar da pek sataşmadan yollarına gidecekler ya... Gittiler, ilerde emniyet şeridi de tıkandı. İki dakika geçmedi, ambulans geldi arkalarından.

Emniyet şeridi ilerlemiyor, ileride kaza var önde BMW, Mercedes ve Jeep arkada ambulans. Kamyoncular olaya el atınca çime çıkarıldı araçlar. Öyleydi böyleydi on dakikada anca yol açıldı ambulansa. O sırada yaralıya falan ne oldu bilmiyoruz. Öleceği yoksa da gitmiştir adam diye yorduk biz ama ne olduğunu da bilmiyoruz hâlâ. Gazetelere çıkmadı. Belki de BMW, Mercedes ve Jeep ağırlıklarını koyup engellemişlerdir olayı.

Traji-komik bir Türkiye manzarasına şahid olduk Samed'le... "Allah belanızı versin lan!" demiştik ki daha taze taze açılan yolda yaralıya giden ambulansın peşine çakıldı BMW, Mercedes ve Jeep. "Bin kat belanızı versin..." diyerek bedduamızı tamamladık. Otobüse binip çantamdan iki dakika fotoğraf makinemi almaya üşenmemiş olsam çok da güzel haber yapmış olacaktım bu kepazeleri plakalarıyla birlikte ama üşendim işte lanet olsun.

Eve kaçta gittik di mi? Bi de o vardı... 00.30 civarı terminaldeydik. Benim eve adımımı atmam 01.00'ı buldu. Samed'in de olsa olsa 15 dk. daha geç olmuştur. Yaklaşık 75 dk.'lık bir sekme söz konusu sonuç olarak. (Dudullu'da da bir 15 dk. tıkandık aslında. Sonuç olarak yine 1 saat, ambulans falan derken heba oldu. Kaybettiğimiz zaman dert değil de acaba adama ne oldu?)

P.S. To God: Şimdi bu bela onları bulmaz da döner de bana gelirse, külahları değişiriz hocam. Onu da açık açık söyleyeyim.