04 Eylül 2008

Orman Ne Güzel...


Cuma gününden gittik Bilgi Üniversitesi'nin yurtlarına, Cumartesi-Pazar maçlar vardı, Pazartesi gecenin bir yarısı ancak eve döndük. Salı akşam üstüne doğru anca kendime geldim. Neredeyse beş günlük bir kayıp söz konusu bu aralar pek haşır neşir olduğum Amerika-Rusya-Türkiye-Gürcistan-Nato-Avrupa Birliği altıgeninde. (Bayağı da ortak varmış hani.)

Bu konuyla alakadar bir önceki yazımda kendimce bir şeylerden bahsetmiştim. Dün ilgilenme fırsatım oldu biraz biraz.


Amerika demiş ki Rusya'ya; "Oğlum sana yâr etmem ben oraları, indirecen o eli bi kere"
Rusya cevap vermiş; "Lan sen kimsin? Burası bizim mahalle... Alnının çatına çakarım füzeleri..."
Amerika tekrar cevap vermiş; "Nah çakarsın, füze kalkanım var benim..."
Türkiye sazanlamış; "Size kalkan mı lazım? Zuahhahahaha"
Amerika höd demiş tabi;
Türkiye geri vites; "Pardon abi, Montrö'yü falan sittir et sen geç kafana göre boğazlardan."
Bu sefer Rusya höd demiş;
Türkiye geri vites; "Pardon abi... Onlar insanı yardım için, istersen sen de geçirebilirsin"

Bir nevi bizimkisi; "Ne sağcıyım, ne solcu... Futbolcuyum, futbolcu!" demekten farksız. Bir dönemler bu ülkede "Sağcı da değilim, solcu da değilim; Türkiyeliyim" diyen adamı döverlerdi -ki sağlam dayak yemiştim- Mantık da şu; "Bi tarafa geçecen aga ortada dansöz müsün sen?" Sol desen, sağ döver; sağ desen, sol döver... Türkiye de şu an o konumda. Amerika'dan söz etmek bile istemiyorum. Borçlar, AB ve Nato desteği, PKK... O kadar çok değişken var ki ortada... Rusya'nın da doğalgazı var işte. Lan bi durun bizim mahalleye daha yeni doğalgaz geldi, anca belimizi doğrulttuk.

Neyse, öze dönelim. Amerika sert çıkıyor, yâr etmem diyor. Gürcistan'dan Rusya elini çeker mi? Çekmez... Amerika da bunu biliyor ve Rusya'nın da tekrar güçlendiğinin farkında. Sessiz sedasız yükselmesini istemiyor, ses çıkartmak niyetinde. Yoksa ABD ne Gürcistan, ne Ukrayna ne de başka bir ülke için Rusya'nın arka bahçesinde olası bir çatışmayı göze alacak kadar Saakashvili değil.

Rusya da bunların elbette farkında. İpleri Putin'in kontrolünde olan Medvedev de "Dünya'da artık tek kutup yok, geri geldik. Biz de süper gücüz. Yiyorsa sınarsın" mesajı veriyor. Haklı da, Amerika artık tek güç değil, Rusya'nın da Dünya'yı tehdit edecek kendi kaynakları, askeri gücü var.

Tanıştırayım; USS Mount Whitney. Yani; 5. Hayvani görünümlü insani yardım gemisi.

Amerika beşinci savaş gemisini de "İnsani Yardım" adı altında boğazlardan geçirdi bugün itibariyle... Rusya'da ininden çıkışı hep sert olan Putin bel altından vurdu Amerika'ya; "Eğer insani yardımdan sözediyorsanız o zaman bu malzemenin, saldırının kurbanlarına verilmesi gerekir, o da Güney Osetyalılar'dır. Dolayısıyla Amerikalıların Gürcistan kıyılarında ne aradığını anlamıyoruz. Ama tabii bu bir zevk meselesi. Amerikalı muhataplarımızın kendi tercihleri. Ama o zaman da ikinci bir soru ortayla çıkıyor. İnsani yardımı neden son sistem füzelerle donatılmış donanma gemileriyle sunuyorsunuz?"

Amerika'dan daha bir cevap gelmedi bu soruya, sadece Rice'ın Gürcistan'a bir de "1 Milyar Dolarlık Yardım" yapılacağı açıklaması var.

Türkiye'deki Abazalar, Abhazya'nın bağımsızlığını destekliyorlar. İmza kampanyası da mevcut.

Tabi aklı başında her insan Amerika - Rusya gerginliğinin etraftakilere zarar vereceğini bilir. Türkiye bunun bayraktarlığını yapıyor. Gürcistan göçmeni bir çok etnik yapı barındırıyor bünyesinde. Gürcüsü, Abhazı... Olası bir gerginlikte ülke içinde bir karmaşa ihtimali az da olsa söz konusu.

Benim şimdiki korkum gelecek gemilerin gövdesinde yazacak olan adın Goeben ve Breslau olması. Türk vatandaşlığına geçtikten sonraki adlarıyla söyleyecek olursak. Yavuz Yavuz ve Mehmet Midilli.

Dünya yeni bir düzene doğru gidiyor demek şu an için zor belki ama şunu anladım sonunda; Dünya'yı yönetecek güç olmak için zenci s.kine sahip, Japon'un pratik zekası ve Rus cesaretiyle harmanlanmış, zengin bir yahudi olmak yeterli. Öyle ülke mülke olmaya gerek bile yok.