13 Haziran 2009

öylesine sürüm 2

13 Haziran'a girdiğimiz şu saatlerde yapacak herhangi bir iş bulamamamın sebebiyle deneme yazmaya karar verdim. Tamamıyla free-style olacak, çünkü her seferinde verse'üme girerken problem yaşıyorum. O yüzden bana puanım DOGHUZ kankam.

Aslına bakılırsa şu blog'da yazılan denemelere bakınca kendi kendime diyorum, ulan a.k. kassam ben de yazarım. Sonra diyorum sktr lan, kasılır mı her gün her gün. Şu gün bu denemeyi yazmam için okulumdaki bütün finallerin bitmesi, geriye sadece proje teslimlerinin kalması ve 4 bira gerekti. O sebepledir ki her güne bir deneme bulabilen Doğuş'a saygılarımı yolluyorum.

Yazılacak onca gelişme var iken ben ne diye deneme yazıyorum diye kendi kendime sorguluyorum. Ronaldo'nun Real transferi diyorum yine kendi kendime, millet her boku okumuştur zaten. Dün arkadaşla konuştuk, PES 2010 için iyi olduğuna kanaat getirdi Kaka ile iyi bir ikili oluştururlar diye fikrini belirtti. Az önce de Ronâldo'nun Paris Hilton ile samimi görüntülerini gördüm, bu hadiseyi kapadım.

NBA finalleri hadisesi var bir de dokundurabileceğim. Ne yazık ki seriyi doğru düzgün takip edemiyorum, ettiğim zamanlarda da not almıyorum ileride oluşturabileceğim yazılar için. Tembellik işte. Ancak dün sabah 7 gibi uyandığımda ranzadayken arkadaşa sms attım, maç ne alemde diye. 2 sayı orlando önde, inanılmaz maç dedi. Hayvani bir şekilde işeme ihtiyacı duyduğumdan indim ranzadan, skerler dedim açtım bilgisayarı başladım izlemeye maçı. Acı acı soktu Lakers açıkçası. Uykum kaçtı yine, 3 saat embesil takılmak durumunda kaldım. Benzer sıkıntıyı Horry, Sacto'ya son sn. de gömdüğünde çekmiştim. Fisher'ın 0.4 sn'sini kaçırdım, Spurs'ü de pek sevmem zaten Hido'nun orada oynaması çok da mühim bir ayrıntı değil bu bağlamda.

Birazdan yudumlayacağım biram bana yazının şu noktasından sonra neler karalayabileceğime dair bir ipucu versin diye umud ediyorum. Maalesef ki herhangi bir kıvılcım çakmadı meret. Yalnız şundan bahsedebilirim yazıyı kapatırken Mehmet Topuz olayını onca abarttılar ne bok çıkacak merak ediyorum. Beşiktaş- Fenerbahçe- Kayseri- Topuz orgy'sinde "Mehmet bizim, Topuz'u sizin" esprilerine ben doydum. Ahmet Çakar, Demirören tartışması eğlenceliydi bayağı, gözden kaçmasın. Son olarak blog'a girdiğim bir post'ta ilk kez bu kadar Türkçe sözcük seçimine özen göstermedim ve argoya başvurdum; ancak çok da önemli olmasa gerek.

eyvallah