16 Mart 2009

Manchester United vs. Liverpool @ James Joyce

Maç öncesi dostluk konuştu.

Bu bir maç yazısı olmayacak sanırım. En azından kafamda öyle bir gidişat yok ya da en azından yazasım yok. Maç ile ilgili okumak isterseniz bir Manchester United taraftarı kaleminden; maçı birlikte izlediğim Cem biladerimin kendi blogu olan Numara İki'de yazdığı yazıyı okuyabilirsiniz.

Maç ile ilgili organizasyon fikri, Svetlin'in "Dayı, İstanbul'a geliyorum haftaya görüşür müyüz?" sorusuyla başladı. Normalde hafta içi görüşecektik, hatta görüştük de ama aklımıza hemen Man. Utd - Liverpool karşılaşması geldi. Hemen yakın çevreye haber salındı. Aslında program maçtan saatler önce netleşti, uyuşuk bir oluşum olduğumuzu bir kez daha anladım böylece. Son dakika satışlarına sahne olduk yine, her organizasyonda olduğu gibi. Oğuz'un özel mazereti, Mert'in hastalığı, Orkun'un uyuşukluğu derken grup ufaldı ama yüreğimiz büyüktü...

İki büyük United taraftarı; Cem ve İsmail.

İki United taraftarı; Cem ve İsmail, bir Arsenalli Doğan, bir Tottenhamlı Gani ve Liverpool sempatizanı bendeniz, soluğu Taksim James Joyce Irish Centre'da aldık. Öncelikle giriş katında otururken, ardından büyük ekran keyfi için üst kata yol verildi. Maç öncesi, bir yandan biraları yudumlarken bir yandan da gelen İngilizlerin hangisinin Liverpool taraftarı hangisinin Unitedlı olduğunu anlamaya çalışıyorduk İsmail ile. Liverpool golleri birer birer sıraladığında çoğunluğu kırmızıların oluşturduğunu anlamış olduk aslında.

Büyük ekranda, Sky Sport'tan izledik maçı. Çaprazda, biraz daha uzakta ise widescreen ekranda başka bir kanaldan maçı izleyebiliyorduk yine, ama 1-2 saniye geç geliyordu diğerine göre. Hemen solumda, ayakta bir yandan enerji içeceğini içen bir yandan da sigarasını resmen öperek tüttüren, İngiliz mi yoksa Türk mü olduğunu anlayamadığımız United taraftarının "Kaaaaaam oooooooon Ruuuuuuuuuniiiii" nidaları arasında başladı maç. Taça çıkan topa bile "Kaaaaaam oooooooooon" diyerek sinir katsayımın her dakika artmasını sağladı.

Maç öncesinde, İsmail'in defalarca dile getirdiği yorum geliyor aklıma; "Dayı Torres tek başına ne yapacak?! Vidic ile Ferdinand yer O'nu yer!" Doğru söyledi İsmo, bu sezonun en iyi defans oyuncusu belki de Vidic, Ferdinan ve Van Der Sar ile gol yememe rekorunun en önemli mimarlarındandı United için bu sezon. Ama Torres'in de kalitesi ortada. Herneyse, penaltı sonrasında United 1-0 öne geçtiğinde maçın farka gideceğini düşündüm açıkçası. Hatta maç öncesinde iddaa oynasaydım kuponda maçın sonunda 1 yazacaktı, o derece...

Torres'in golünden önce, ceza sahası içerisinde yerde kalan Torres kalktığında suratındaki ifade kıllandırmıştı aslında beni. İsmail'e dönüp, "Dayı suratı gördün mü Torres'in? Bak, Wade gibi laciverde boyayacak..." dedim ve çok geçmeden Vidic'in hatası sonrasında golü attı El-Nino. Öncesinde de kendisini savunanları bir kaç kere terse yatırmasıyla yürekleri zaten ağıza getirmişti aslanım... Gol sonrası United'a kupon yapan Doğan da olmak üzere Cem ve İsmail'in suratları düşüverdi... Gani ise desteğini benden esirgemedi, sağolsun.

James Joyce'un üst katından...

Gerrard'ın penaltı kazandırmasıyla mekan sevinç çığlıklarıyla sarsıldı. Gani kutlamalara başlarken, ben "Daha dur lan, atalım ondan sonra seviniriz." diye sayıklıyordum. Önümüzdeki eleman da dönerek tebessümü çaktı bu lafın üzerine. Biz penaltının gol olup olmayacağını heyecanla beklerken, "Kam ooooon" lakaplı United taraftarı kendisine Liverpoollu bir av buldu ve atışmaya başladılar. Gerçi maçın başından beri trash talka girmişlerdi ama o pozisyonla birlikte tavan yaptı adeta... Ve goool, Gerrard kameraya doğru koşuyor ve işte o öpücük...

Devrede büyük United taraftarı Daglıs'a ulaşmaya çalıştık ama Antalya'da seminerde olduğundan sesini duyma imkanına erişemedik, yine de skoru geçtik kendisine, moralini bozduk bi güzel :S İkinci yarının başında, United'ın baskılı oyunu geldi. Dakikalar geçtikçe nasıl dayanacağımızı sormaya başladım içten içe. 70'in başlarında kenarda Scholes, Giggs ve Berbatovu görünce iyice tırstım. Gani'nin bu dakikada tepkisi "Haydaaaaa... Ferguson boşaldı!!!" oldu ki etrafımızdakiler bile yarıldı, büyüksün babuş. Sonrasında yine Vidic ve kırmızı kart. Frikik atılırken bakmamışım bile, İsmo'nun sandviçe musallat olmuştum. Ağzımda lokmayla bağıramadım tabi... Sonra da Dossena... Neyse sıkıldım, maçın hikayesi belli zaten.

Doğan, Gani ve Gani...

Adapazar'da Man. Utd - Arsenal maçından sonra ilk kez toplu olarak bir Premier League maçı izledim. İzlediğimiz mekan da Irish Pub olunca daha bir güzel oldu tabii ki. Gözler City taraftarı Oğuz'u, polemikleriyle Mert'i, atarı gideriyle Berk'i, Rafa nefretiyle Orkun'u, United aşkıyla Daglıs'ı aradı... Arayı açmadan bir organizasyon daha yapmak lazım, hayırlısıyla. Son olarak...

...