26 Mart 2009

Peter Raul Rubens

Aslında çok fazla resim, tablo seven bir insan değilim. Aktivite aktivite gezinip de boyamaların önünde durup; hmmmlayan adamlardan değilim zira istesem de hmmmlayamam. Bunda çöp adamı bile yamuk yumuk çizişimin etkisi nedir bilemiyorum ama durum böyle işte...

Fakat nadir olarak hoşlandığım boyamalardan biri de şu özel merakımın olduğu Barok dönem temsilcilerinden Peter Raul Rubens'in eseri...

Öyküsü hoşuma gider, ilk bakışta gördüğün ile zerre uyuşmayan öyküsü...

Şimdi bakıp da, "Ne oluyor lan?!" demeyen çok az olur herhalde. Aklında hemen önsevişme hayalleri canlanmayanlar da pek az olacaktır tahminimce... Bu resimdeki iki karakterin baba ve kız olduğunu söylememden sonra biraz daha pornografiye kayarak ensest ilişkiler hakkında düşünecekler de vardır şu andan itibaren. Fakat olay bu ayrıntılardan sonra daha değişik bir seyir gösteriyor.

Kral tarafından zindana atılan, işkence gören ve aç bırakılan bir baba ve aynı zindanda onunla esir durumda olan kızı. Kızı bir şekilde babasına ulaşıp, açlıktan ölmemesi için memesinden süt emziriyor. Günlerce aç kalan babanın, boğazından geçen ılık bir süt akışı...

Zamanının tabularını yıkan ve göründüğü gibi olmayan bir eser olarak takdire şayan. Gerçi zamanının diyoruz ama şimdi de durum çok farklı değil.

Bir kadın düşünmek istemez değil mi?

"Acaba böyle bir durumda olsam bu fedakârlığı yapabilir miydim?"

Bir adam da sanırım düşünmek istemez...

"Acaba böyle durumda olsam kızımdan süt emer miydim?"