11 Aralık 2008

Bir Fenerbahçe Klasiği

"Fenerbahçe'de artık çağdaş bir yapılanma başlamıştır. 100. yılda gördük ki Fenerbahçe sadece bir futbol kulübü değil. Dünyaya açılacağız, dünya kulübü olacağız. 25-30 milyon taraftarı ile dünya kulübü olacağız. 92 bin taraftar kartına ulaştık. Eylül ayına kadar 100 bine ulaşacağız. Bu önemli bir katkıdır. Fenerbahçe kulübünde 1 milyon üyenin olmasını söylüyoruz. Ekonomik olarak güçlü olursak, dünya sıralamasında ilk 3-5'e girersiniz ve dünyada istediğiniz şeyi yaparsınız. (Schevchenko Fenerbahçe'de) diye yazıyor bugün bazı gazeteler. Neden? Fenerbahçe'nin dünya kulübü olma yolunda verdiği güvendendir. Artık dünya medyası da bunu görüyor. 1 milyon üyemiz olsa, yılda 50 trilyon ekonomik güç girecektir kulübe. Yeni doğan, hatta doğacak çocuğu dahi Fenerbahçe'ye üye yapmak istiyoruz. Bunu sağlarsak dünyada eşi benzeri görülmemiş kulüp oluruz. Ekonomik güce kavuşursak, o zaman istediğimiz sporcuyu buraya getiririz. Bilimsel olarak bunun nasıl yapılacağının çalışmalarını yapıyoruz"

"Gerçekten dengeli bir oyun olduğunu söyleyebiliriz. Her iki takımda fazla kaleye gidemedi, topsuz oyunda arkaya kaçmaları yapamadık. Yaptığımız hatadan dolayı yediğimiz bir gol vardı. Yediğimiz gol de bir oyuncunu hatasından konuşmak istemiyorum, bu golle ilgili gazeteciler konuşabilir ama ben yorum yapmam." Bay Luis Aragones..

Dünya Kulübü, Fenerbahçe, başarı, Aziz Yıldırım, istikrar... Bu kelimeler her Fenerbahçe röportajında mutlak yer bulur. Sezon öncesi Aragones geldi, Güiza geldi, Emre geldi, Josico geldi falan filan... Marjinalliğinde bu kadarı arkadaş!!! Fenerbahçeli değilim. Hatta isteyen istediğini desin Fenerbahçe'nin başarısızlığına sevinmiş biriyim. Ancak gerizekalı da değilim, değiliz. Dünya kulübü olduk diyorsunuz, büyük transferler yaptık diyorsunuz, başarı geldi - gelecek diyorsunuz, sonrada şu açıklama geliyor ; "Beklentimiz teknik ekibimiz ve futbolcularımızın bu son şansı iyi bir şekilde kullanması ve UEFA Kupası'na kalarak camiamızı gururlandırmasıdır. Bunun için çok çalışmak, sahada savaşmak, varını yoğunu ortaya koyarak taraftarımıza bu mutluluğu yaşatmak futbolcularımız için bir borçtur. Takımımız ancak UEFA Kupası'na katılarak taraftarımıza Şampiyonlar Ligi'nde yaşattığı üzüntüyü ve hayal kırıklığını bir nebze olsun giderebilir. Bizler bunun farkındayız ve var gücümüzle bize düşen görevi yerine getirme gayretindeyiz. Teknik ekibimizin de futbolcularımızın da maç tarihine kadar sadece bu gayret ve düşünce içinde olmaları gerektiğini, bunun için daha çok çalışacaklarını biliyor ve onlara güveniyoruz."

Uzun uzadıya yazıların adamı değilim. Bilakis bir - iki resim koyup altına yazdığım yorumları daha çok severim. O yüzden daha fazla uzatmıcam. Memleketin aşağı yukarı birçok sahil beldesini gördüm.
Aziz Yıldırım için favorim Göcek olur. Ben son zamanlarda Olimpos'u çok tuttum ancak ordaki yaşam tarzı Sayın Yıldırım'a pek uygun olmayabilir, Göcek daha ağırbaşlı..

Sayın Aragones için Ibiza'yı öneriyorum. Yaşam tarzı falan da bence cuk oturur. Ne de olsa macera aşkıyla yanıp tutuşuyor kendileri...

İki şahıs da sporla ilgilenmek istiyorlarsa lütfen bunu yapsınlar. Zira yeter artık...

Kaynaklar: Milliyet , Mynet Spor, Wiki..