25 Aralık 2008

Medar-ı İftihar Eserleri #8: Christmas Spirit

Babamın işten dönüşünü hepimiz dört gözle bekledik. Mutant değildik ama dört gözle bekleyebiliyorduk, bu da ayrı bir günün konusu olabilir. Neyse, babam gelir gelmez alışveriş için evden çıktık.

Sen kullanmak ister misin?
diye sorduğunda bana, nasıl heyecanlandığımı anlatamam. Babam arabayı pek öyle vermeye hevesli biri olmamıştı hiçbir zaman ama zaten bu arabayı alırken de "Ben artık uğraşmak istemiyorum arabayla falan, sen istiyorsan alalım sen kullan" demişti de gerçekçi gelmemişti. Yine dalga geçiyordur diye düşünüğümü de yalanlamak istemiyorum. Ama şu anda güç bende, kontrol bende. İçimdeki hız yapma tutkusu o kadar büyüyor ki, kendimi tutamıyorum. Sanki birazdan dünya'nın gelmiş geçmiş en hızlı insanı olmak adına ilk denememi yapacağım, yapmalıyım da...

Aslına bakarsan yapardım da... Babam "Dur şu sucuk reyonunda, sucuk çekti canım. Sucuk alalım..." diyince işin büyüsü bozuldu tabi ki. Bu, ardı arkası kesilmeyecek bir duraklamalar zincirinin başlangıcıydı. "Her reyonda durursak ben nasıl süreceğim bunu kardeşim?" bakışımı attım ama pek oralı olmadı kendisi. Vazgeçtim abi, bu şartlar altında hız yapamazsın. Annem de arkadan habire "Dikkatli sür şunu, birine çarpacaksın" diyip duruyor. Yahu Migros'un alışveriş arabası bu, en fazla ne olabilir ki? Babam yalnız muhabbet etme fırsatımız olduğu zamanlarda geyik çevirmek için söylerdi hep; "Evlat, araban olunca anlarsın. Kadını ön koltuğa da oturtsan arka koltuğa da oturtsan sana hep müdahele edecek ve seni de panik yaptıracak tepkiler verecektir. İşte bu yüzden tek eşlilikten yanayım." O zamanlar anlamazdım ama şimdilerde hak veriyorum kendisine...

Alışveriş işlemi Christmas'a dair en sevdiğim işlerden biri. Mağazalar bir hafta öncesinden süslenip püslenmeye başlanır. Sanki senden çok hoşlanan bir kıza verdiğin randevu gibidir. O kadar heyecanlanır ki kız, randevu gününe kadar eli ayağına dolanır. Tabi ki bu benzetmeyi mağazalara entegre ettiğinde paranı seven kız profili de oluşmuyor değil. He, hemen onayla sen de "Evet öyle oluyor" de, eksik kalma. Sanane kardeşim, yazı benim değil mi?

Bu para saçma işlemi, alınan gizli gizli hediyelerden sonra işin üç aşamadan oluşan diğer eğlenceli kısmı geliyor...
  • Çam ağacını yerleştirme
  • Çam ağacını süsleme
  • Hediyeleri altına dizme
Küçük kardeşim hâlâ çocukları leylekerin, hediyeleri de Noel Baba'nın getirdiğine inanıyor. Christmas'ta inanışlarını baltalamak, "Seni leylekler değil, çingeneler getirdi... Hediyeleri de Santa Clause değil Cliffwood ormanının içinde yaşayan acayip cadı Asuman Krause getiriyor." demek benim için inanılmaz bir eğlence kaynağı. Onun Santa'ya olan inancını sarsarak Hollywood'a esin kaynağı olabilmenin de haklı gururunu yaşıyorum.

Bazen halamlar, amcamlar da gelir; bazen de tek başımıza kutlarız Christmas'ı evimizde. Aslında evimizde şömine yok ama Christmas'a ayıp olmasın diye babamın yaptığı ve yukarıdaki fotoğrafa benzeyen yapay bir şöminemiz var. Onun karşısına geçer, şaraplarımızı içer eğleniriz. Kimi zaman babam bize eski Christmas'ları anlatır, efsanelerden söz ederek korkutmaya çalışır. Bazen annem yemek tarifleri anlatır, ki bence çok gereksiz bir şey, bazen de ben Christmas ayağına herkes mutluyken bütünlemelerden geçemeyip okulu uzattığıma dair hikayeler anlatırım.

Koca bir hafta sonunda yepisyeni bir yıla girdiğimizde birbirimize çok fazla vakit ayırdığımızdan öyle bir hâle geliriz ki bıkkınlığın doruklarında cirit atar buluruz kendimizi, "Ulan burada da mı siz?" diyerek kaçacak delik ararız. Bence Christmas Ruhu ve bize anlatmak istediği şudur: Aile kutsaldır, ibadetin bokunu çıkarma. Bak işine, ara sıra uğrar taparsın... Tabi ki daha nice dersler çıkarılabilir, ben de çıkardım. Zaten bunların hepsini, Christmas Ruhu ve Bize Anlatmak İstedikleri adlı kitabımda anlattım, açıkladım.

Bir sözüm de hükümete olacak... 2 Ocak, Cuma'ya denk geliyor. Tatil etsene kardeşim, ne uğraştırıyorsun insanları bir gün için? Hayret bir şey ya...

Türlü yazılarıma alakalı ya da alakasız şekillerde haberleri olmadan konuk olmuş -ki zaten haberleri olsa da telif istemeyeceklerine gönülden inandığım- başta Puff Daddy McGiven olmak üzere sevgili aileme... Öncelikle Batuğ Abi ve Muyu olmak üzere tüm Batug.com ailesine... Genç Subaylar çatısı altında beraber yazdığım tüm mesai dostlarıma... Batug.com dışında yazılarımızı takip eden öncelikle Adsız Alkoliklere özel olmak üzere tüm dostlara ve geri kalan herkese olabileceği kadar güzel bir Pirelli 2009 takvimi diliyorum. Meri krismıs ma meyts...