Bir Ağustos gecesinde,
Küçük bir gölün kenarında,
Ufak bir ateş
Ve dumana gelen köpekler...
Birkaç kişiydik sadece,
Biralar ve sigaralarla,
Emektar radyomuzda
Eski şarkılar çalmış hep
Yıldızlara baktım
Düşündüm seni
Ve sana yazdıklarımı...
Kalemimin ucundan,
Beni çıplak bir biçimde gördüğünü;
Ama kağıdı buruşturup atmanı...
İyiydi aramız bir zamanlar
Ta ki o güne kadar;
Şubat soğuğunda,
Bir pazarın önünde sana anlattıklarıma kadar
Sevebilirdik,
Sevişebilirdik,
Ama olmadı, olamadı, olamazdı
Ne de olsa insandık
Hırsın ve gururun kölesiydik
Surata tokat gibi çarpan sözlerden sonra
Kolay değildi hiçbir şey
Sana selam vermek bile
Ve sonunda;
İçildi onca içkiler,
Edildi küfürler,
Yakıldı sigaralar,
Aşkın kine dönüştüğü çizgi gibi...
Ya da aşk ile kin arasındaki ince çizgi gibi
Boğazı geçen bir vapur gibi sanki
Aynı şehir, aynı plaka
Farklı kültürler, farklı tatlar...