İddialı bir soru oldu ama yer, zaman, tarih triosu veren herkesle bunu sonuna kadar tartışırım, Denizli faciasının etkileri büyük tabii bu yıkımda. Sonun başlangıcı olarak nitelendirmek yanlış olmaz. Her birinde ayrı ayrı sıçılan kriz anları, eldeki onca imkana rağmen korunamayan iskelet kadro ve üstüne üstlük git gide zayıflayan kadroyu bir bok zannedip takımın başında kaldığı 2 senede Avrupa kupalarında (Uefa, CL) en başarılı sonuçlara imza atan hocayı ''Bu kadro yürüyerek şampiyon olmalıydı!'' bahanesiyle takımdan göndermek vs... Görüldüğü gibi Aziz Yıldırım ve yönetiminin sportif anlamda bir takım nasıl mahvedilir sorusuna verebilecek pek çok cevabı halihazırda mevcut. Lafı uzatmanın manası yok, sonuçta Fenerbahçe için 2008-09 yılı sona ermiş bulunmakta, en azından ben öyle düşünüyorum. Bye bye happiness!
Peki bundan sonra neler yapılabilir?
Öncelikle Aziz'in Fenerbahçe'yi uzaktan sevmeye başlaması tüm Fenerbahçeliler için aşkların en güzeli olacaktır. Şu dakikadan sonra Fenerbahçe'ye verebileceği pek bir şeyin olduğuna inanmıyorum. Emre'yi Marco'ya tercih etmesi onun sonu oldu. Gerçi kulüp içerisinde kendisine muhalefet eden kesimi başarıyla yok etti. Göreve hazırladığı Ali Koç'tan umutluydum esasında ama o da geçen sene yaptığı açıklamalarla üzümün üzüme baka baka karardığını tescilledi. Kısacası yönetim değişse bile mentalite pek değişmeyecek gibi görünüyor. Bu da takımda azınlık durumuna düşen kaliteli futbolcu sayısının seneye daha da azalacağı demek. Sözleşmesi biten yabancı oyuncularla en kısa sürede masaya oturulmadığı takdirde hiçbirinin Haziran ayında takımda tutulamayacağını öngörmek için müneccimle ilişki yaşamış olmaya gerek yok.
Aragones'in takımın başına getirilmesi hataydı, gönderilmesi ise daha büyük bir hata olur. Duyduğum kadarıyla 20 milyon avroluk bir tazminattan bahsediliyor ki bu bile adamın gönderilmemesi için geçerli bir sebep. Ayrıca Aragones'ten memnun olmayan kesimin ne düşündüğünü bilmek isterim. Bilmem farkında mısınız ama Fenerbahçe'nin kurtarıcı ismi Uğur Boral! Ayrıca Dede kendi transferini yapamadı. Ben tırışkadan takım kurayım, yenilince hocaya bok atayım; böyle saçmalık olamaz. Aziz Yıldırım dururken Aragones'ten istifa bekleyen satılmış medyanın da çarkına edeyim. Aragones'in gönderilmesi hatta bu konunun tartışılması kadar saçma bir şey düşündüm, aklıma Zico'nun yollanması geldi...
Yazı çok dağıldı. Sonlara doğru Adnan Aybaba'ya benzedim. Sinirlendim burda bitirdim. Yoksa ben de Sartre'dan bir alıntıyla ile yazımı noktalamak isterdim ama kısmet değilmiş. Bundan sonra her salı ve cuma Ouz'la Tek Maç adlı bahis yorumlarımla karşınızda olacağım. Parası bol olan arkadaşlar buyursun, beraber yatalım. Çok fesatsınız.
Saygı & Sevgi
