Malum İspanya, Belçika, Bosna Hersek... Hepsi Estonya'ya puan kaybetmeden yoluna devam etti. Biz de Malta ve Makedonya deplasmanlarının kopyası olan maçta 2 puanı sahada bırakıp kafamız eğik soyunma odasına yöneldik.
Tarzından, tavırlarından ve artisliğinden iğrendiğim, (Galatasaraylı olmama rağmen) futbol bilgisinden ciddi şekilde şüphe ettiğim, anti-istikrarsızlık abidesi teknik patronumuz Fatih Terim'i bu olayın birinci derecede olarak sorumlusu görüyorum. Kendisini milletin sakalına bıyığına karışmadan, kimsenin dilinin boyuna bakmadan, basın toplantılarından önceden belirlenmiş sorulara cevap verirkenki havasından arınmış şekilde kadro kurmaya davet ediyorum.Belli ki Euro 2008 topçulara koymuş. Takımın yarısından çoğu sakat. Amerikalı kondisyonerin boku. Yükledi yükledi, yaz bitti, kış geldi, maçlar başladı, topçularda patladı kondisyonlar. Sakat olmayanlar Volkan, Mehmet Aurelio, Servet Çetin, Arda, Kazım... Servet zaten Avrupa Kupasında sakattı. Volkan kaleci malum. Arda yeni çıktı sakatlıktan. Mehmet apaçi, Kazım deve, onlara da bişey olmaz zaten. Geri kalanlar kış tatilinde.
Şimdi Terim'e sormak lazım, Batuhan ile gelecekteki planı ne? Bu ülkede Mehmet Yıldız, Gökhan Ünal, Umut Bulut, Serhat Akın, Mehmet Topuz gibi hücumda etkili topçular var, hiç mi takip etmiyor? Mevlüt sabaha kadar çarpraz koşu yapsa ne olacak? Arkasında topa ayağını sürmekten kaçınan Nuri Şahin ile ne kadar oyun kurulabilecek? Yıldıray gibi topçuyla ters düşmenin ne boktan bir hata olduğunu ne zaman anlayacak?Asıl soru da şu: Dili uzun olup da iyi yalayanları takıma alma mantığı ile göte bala kazanılan başarıların arkasına sığınarak daha neyin artisliğini yapacak?
Artık herkes biliyor Terim'in mantığını. Kime ne artsiliği yapıyor hala anlamadım.
Mesajım şu: Bırak hocam bu ayakları, rezil etme kendini...