08 Ekim 2008

Bayram Kafası!

Babannenin;

- Sen bu teyzeyi tanıyor musun?

ve benzeri soruları... "Tanımıyorum işte ama tanımıyorum demek acaba hayvanlık mıdır? E tanıyorum desem de nereden tanıdığımı nasıl açıklarım?" çelişkileri içinde "Tanımıyorum" diye haykırıp içinden "Ulan!" diye isyan dolu bitirmek... Sonra açıklaması;

- E tabi tanımazsın. siz en son geldiğinizde kaç yaşındaydı Doğuş?
+ Valla işte 89'da geldik en son.

diyaloğuna şahid olup; "İyi de ben o zaman 3 yaşındaydım, niye bu kadar kastınız ki tanıyacağım diye?" iç geçirmek...

Kapıyı çalan şekerci çocuklara babaanne para uzatınca "Onlara verme, bana ver! İstanbul'a arkadaşlarımın yanına gideceğim, ben daha muhtacım!" diye mırıldanarak hüzünlenmek. Sanki zamanında başkalarının kapısını çalmamış, ne çıkarsa kârdır diye umutlanmamış gibi; hayvan iç güdüsüyle...

Bir dünya zorluk, hayat çilesi, ekmeğini taştan çıkarma durumlarını yaşayınca değil de, bayramda para alamayınca büyüdüğünü idrak edebilmek...

Büyüdüğünü idrak edip hemen özümsemek ve akabinde "Aaah ah! Horoz şekeri, toz leblebi, komşuları dolaşma, hacı mis kokan amcalar, kolonya manyağı teyzeler" diyerek eski bayramları yâd etmek, akranın olan birine "Nerede eski bayramlar azizim?" diyerek olgunluğundan gizli öznelerle dem vurmak.

Babaannen 100 ytl'yi çıkardığı anda "Sikerim eski bayramları ehueuhe" çığlıklarıyla koşa koşa gittiğin babaannenin yanında önce "Ya ne gerek vardı babaanne ya, büyüdük artık ehe" diyip naza çekmek, istemem yan cebime koy ayakları... "Al hadi al" diye ısrar eden, sana emekli maaşından 100 ytl ayırmış, gözü gibi bakmış, hiçbir şeyini esirgememiş babaanneyi tekrar öpüp haince ve riyakarca o parayı cebe indirmek... Az önce konuşmamış, büyüdüğüne kendini inandırmamış gibi...

Bayram kafası, bayram insanları... Seviyorum bayramları. Ramazan bitti, kurban ne zaman?