Knicks yönetimine Donnie Walsh geldiğinden beri yapılan plan buydu; ne yap, ne et 2010'da LeBron'un al! Aslında mantıksız bir plan değil, çünkü bu ligde etrafını tamamlaması en kolay adam o. Ligi gelecek sezonlarda domine edecek isimlere bakalım örneğin; gidip Amare Stoudamire, Chris Bosh veya Dwight Howard'ı alsanız, onları oynatacak guard, rakiplerin içeriye gömülmesini engelleyecek şutör lazım. Wade, Paul veya Deron'u alsanız, onların oynatabileceği oyuncular, en azından bir skorer uzun lazım. Duncan, Garnett ve Kobe'yi zaten bu saatten sonra almazsınız ama onların da tek başlarına yeterli olmadıklarını örnekleriyle gördük, görüyoruz. Ancak LeBron öyle değil. Etrafındaki isimlerin hiç biri yukarıda örneklediğimiz isimlerin etrafındakilerle boy ölçüşecek durumda değilken bile Cavs bir şampiyonluk adayı, hatta ligin şu anki görüntüsüyle en önemli 3-4 adaydan biri olmayı başarabiliyorsa bunun tek sebebi LeBron. Yılların GM'i Walsh'un bunu görmesi de zor olmadı haliyle. Yıllardır kabarık payroll'ü takımın en çok konuşulan yönü olan, az buçuk basketbol oynayabilen herkese bol sıfırlı kontratlar vermekten kaçınmayan ve daha da ilginci bu kadar müsrifliğe rağmen halen ligin en çok kar eden takımları arasında olan Knicks, 2010 için cap boşluğu yaratmak için son yıllarda ilk defa verdiği-aldığı kontratlara dikkat etmeye başladı. İşte bu mantık bizi dün geceye ve belki de Batı konferansında bazı dengeleri sarsabilecek iki takasa götürüyor.
Bilindiği gibi NBA'de bazı takaslar vardır, transfer piyasasına domino etkisi yapar. İşte Iverson takası da bence bu tarz bir takastı. Play-off'a girip giremeyeceği belli olmayan Denver'ın takastan sonra daha iyi bir görüntü içerisine girip Batı'da 2. sıraya kadar çıkmasıyla(dün gece Lakers'a yenilip yerlerini kaybettiler) sezon başında play-off'un son sırası için Denver'la çekişeceği düşünülen Golden State ve Baron Davis'i alarak yine bir play-off takımı olmayı amaçlarken Brand'in 76'ers'a gidişiyle bütün planları alt-üst olan Clippers için de bir hamle yapma zamanı gelmiş demekti. Çünkü Batı'da şu anki halinden çok daha iyi durumda olması beklenen Spurs, Mavs, Hornets gibi takımların toparlanmasıyla işler iyice kızışacak, büyük ihtimalle de play-off'a giren takımları, giremeyenlerden 1-2 galibiyet ayıracak. İşte bu yüzden fazla zaman kaybetmeden eldeki fazlalıkları çıkarıp takıma katkı sağlayacak isimler eklemek ve esas oğlanlar kendilerini toparlayana dek alabildikleri kadar galibiyet almak GSW ve LAC gibi play-off'a şu haliyle kalması zor takımlar için oldukça önemliydi. Dün geceki operasyon sonucunda sezon daha başlamadan ayrılmak isteyen ve D'Antoni'nin sistemine cuk oturacak Harrington, Phoenix'te D'Antoni'yle tekrar hayata dönüp mevcut kontratını kapan Tim Thomas ve kontratı bitene kadar yine run'n gun sisteminde iş yapacak Cuttino Mobley New York semalarına doğru yol alırken, Knicks'in belki de en önemli ismi olan Crawford GSW'ye, ne zaman ne yapacağı pek belli olmayan ancak her şeye rağmen 20-10'lu bir forvet olan Zach Randolph da Clippers'a doğru yola çıktılar.
Aslında bana sorarsanız takaslar New York'un 2010 planı dahilinde doğru takaslar olsa da, yapılan takımlar ters olmuş. Şu görüntüde Kaman-Camby ikilisine sahip, ancak dış atıcı olarak umut bağladıkları Ricky Davis'ten %29 isabetle maç başına 4.5, Eric Gordon'dan ise %31'le 4.2 sayı bulabilen Clippers için Jamal Crawford daha iyi bir tercih olurmuş gibi görünüyor. Her ne kadar Kaman ve Camby skorer yönleriyle ön plana çıkan isimler olmasalar da, ikisinden toplam 30 sayı civarında bulmak Baron Davis gibi bir guardla mümkün. Şu anda oluşturacakları Zach-Kaman veya Zach-Camby ikililerinden herhangi birinin de en fazla 35 sayı civarına çıkabileceğini varsayarsak, çok da abartılacak bir artış söz konusu değil gibi duruyor.
Diğer tarafta işler daha da karışık. Takımda 1-2-3 numara oynayabilecek isimlere şöyle bir göz atalım; Marcus Williams, CJ Watson, Monta Ellis, Captain Jack, Corey Magette, Marco "beş dakkadan fazla oynatın all-star olucam" Belinelli, Nelson'ın yeni keşfi Anthony Morrow, Kelenna Azubuike, DeMarcus Nelson ve son olarak Jamal Crawford! 3 pozisyon için tam 10 isim mevcut ve bunlardan DeMarcus Nelson ve biraz da CJ Watson dışındakilerin hepsi oldukça kaliteli, başka takımlarda iyi süre bulabilecek isimler. Bir de 4-5 numaralara bakalım; Biedrins, Turiaf, Wright, Hendrix, Kurz ve Anthony Randolph. Bunların da Biedrins ve biraz da Wright, hadi ucundan kulağından da Randolph dışındakileri bir çok NBA takımında süre bile bulamaz. Böyle bir durumdayken Al Harrigton'ı verip içeride Biedrins'le birbirini tamamlayan bir ikili yaratabileceğiniz Zach dururken, takımda benzeri versiyonları olan Crawford'ı almak bence Don Nelson standartlarında bile saçma. Şu anda Nelson sanıyorum Captain Jack'i 4 numaraya kaydırıp, tek uzun Biedrins etrafında 4 tane uçan kaçan oyuncu modunda bütün sezonu oynamaya çalışacak, olacakları hep beraber izleyeceğiz. Ben açıkçası Monta Ellis de dönünce top paylaşımını nasıl yapacaklarını ziyadesiyle merak ediyor ve play-off yapamayacaklarını düşünüyorum.
New York cephesi ise gelişmelerden memnun, 2010 yılında bitecek 25 milyonluk kontrat aldılar, yine Q-Rich ve Jerome James'in toplam 15 milyonluk kontratları da 2010'da bitiyor. Malik Rose ve Steph'in ise bu sezon biten toplam 29.5 milyonluk kontratları var. Elde 2010'dan sonra devam eden Wilson Chandler, Gallinari, Jared Jeffries ve Eddy Curry'nin kontratları kaldı. İlk ikisinin toplamı 5 milyon civarında ve ikisi de geleceğin takımında yer bulacak isimler. Ancak sonraki ikiliyi postalamaları oldukça zor gözüküyor. Onlara rağmen şu an için 2010 yılında 2 tane max. kontrat verebilecek duruma geldiler ve kontrat uzatmaları gerekebilecek Nate, Lee gibi oyuncuların kontratları da 2010'da bitiyor. Yani Clippers'ın bu sezon Brand'e yapmayı düşündüğü gibi LeBron+Bosh'la imzalayıp ardından kendi kadrosundaki isimlere extension verebilirler, nasıl olsa lüks vergisi ödemek gibi bir sorunları yok. Bu planın gerçekleşmesi için tek adım kaldı, o da LeBron'un "evet" demesi, ki o da pek çok defa şampiyon dahi olsa Cleveland'dan ayrılabileceğini açıkladı ve bence zaten çoktan aklına New York'a gitmeyi koydu. Dün geceden beri ise kulislerde LeBron'un yanına Bosh'un da eklendiği, hatta bu ikilinin 2010'da kesin Knicks'te olacağını söyleyen dedikodular dolaşıyor. İmkansız mı, tabii ki hayır. Sırf Kanada'da olduğu için NBA'in "üvey takımı" konumunda olan Raptors'dan, benzeri sebeplerle ayrılan yıldızlara bir göz gezdirirsek bunun tekrarlanması bizi çok da şaşırtmaz. Eğer bu ikiliyi beraber getirmeyi başarırsa, Walsh'un heykelini Madison Square Garden'a dikmeleri lazım, orası da ayrı konu.