22 Kasım 2008

Mustafa Sorunsalı ve Çakallar


Üç tane mail adresim var. Biri iş için, biri alakasız günlük ıvır zıvırlar ya da forum/portal üyelikleri gibi işler için, öteki de çok eskiden aldığım bir hotmail adresim.

İçlerinden en az hotmail adresime giriyorum, eski nitekim. Az önce aklıma esti de gireyim dedim, şöyle bir şey gördüm...

MUSTAFA'DAN CAN'A MEKTUP

Utandım çocuk,


Beni anlatan bir film yapmışsın çocuk. Kızgınım, utanç içindeyim. Sana değildir kızgınlığım. Filmdeki Mustafa'dan da utanmış değilim. Başaramamışım. Bundandır utancım. Komutam altında bu vatan için kanını akıtan mehmetlerden utandım. Özgürlük demiştim çocuk, benim karakterimdir. İlim demiştim çocuk, tek yol göstericidir. Karanlıktan korkardı demişsin benim için. Korkardım evet. Bu ulusu boğmak üzere olan karanlıktan korktum. Ama insaf be çocuk, korkup da kaçmadım ya. Söküp atmadım mı o karanlığı bu ülkenin üzerinden? Diktatör demişsin bir de. Hiç okumadın mı çocuk? Nerede benim nesilleri emanet ettiğim öğretmenler? Anlatmadılar mı sana? Başkomutan olarak cepheden cepheye koşarken, ülkede hala padişahlık rejimi varken ve bütün kararları tek başıma verebilecekken neden bir meclis kurdum ben çocuk? Böyle diktatör olur mu? Ah be çocuğum. Neden, nasıl düşman ettiler seni bana? Baktım aşktan, sevgiden, aileden bahseden güzel şeyler yazmışsın bugüne kadar. Belli iyi bir insansın. Çalışkansın, zekisin. Hacıları, hocaları anlarım da çocuk, seni anlayamıyorum. Onlar hiç sevmedi beni. Yüzyıllardır süren iktidarlarını aldım ellerinden. Kara cüppeleri ile çöktükleri milletin ümüğünden çekip aldım hepsini. Sevmeyecekler beni elbette çocuk. Peki sen çocuk, sen neden kol kola girdin bu kara kalplilerle?

Dedim ya çocuk sana değil kızgınlığım. Başaramamışım. Anlatamamışım demek ki özgürlüğün kıymetini, bağımsız bir ulusun, onurlu bir bireyi olmanın ne büyük bir nimet olduğunu bunca konuşmamda. Yazık olmuş be çocuk. Onca vatan evladının kanına, onca ananın göz yaşına. Veremem ki şimdi hesabı çocuk, ne o gencecik bedenlere, ne gözü yaşlı annelere. Bu muydu uğruna bizi ölüme gönderdiğin vatan derlerse, bu nesiller miydi ölü evlatlarımızın kanıyla kurduğun ülkeyi emanet ettiğin diye sorarlarsa ne derim ben onlara be çocuk?

Olmadı be çocuk olmadı.


Taner Yenidogan
6 Kasım 2008

"Taner Yenidoğan kim ulan? Kim bu kendi düşüncelerini Atatürk'ün ağzınan yazabilecek, altına kendi imzasını atabilecek gerizekalı herif"
diye aranırken Facebook yetti imdadıma; şöyle bir tip kendisi....


İnsanlar düşüncelerini açıklayabilmeli hay hay. Zaten burayı okuyacak çoğu kişiyle düşüncelerimizi paylaştık Batug forumlarında ama hiçbirimiz, benim karşı durduğum eleştirileri yapanların hiçbiri ya da benimle aynı görüşü paylaşmışların hiçbiri Atatürk'ün ağzından ONUN HİÇ SÖYLEMEMİŞ OLDUĞU SÖZLERİ sarfedip altına da adıyla soyadıyla imzasını atmadı.

Bu yapılan düzenbazlıktır, bu yapılan adiliktir. Demek ki sadece kara kalpliler dedikleri örümcek kafalı olmuyormuş, kendisinin de pek farkı yok. Bu ne cür'et yahu!

Utandık çocuk senden, utandık. Çocuk da değilsin ki fotoğrafa bakınca. Koskoca adamsın, önce sen utan be kendinden!