Dün akşam saatlerinde herkes Kaka'nın Manchester yolunu tutacağını düşünüyordu, bunlardan biri de Tenerife'deki kampta gelişmeleri takip eden Robinho idi. Ancak anlaşma son noktada tıkandı ve şimdi hem Silvio Berlusconi, hem de Man. City'li abiler çekilen taraf biz olduk açıklamalarıyla durumdan pay çıkarmaya çalışıyorlar. Gerçek olan tek şey ise Kaka'nın ayrılmak istemediği, takımına sadık kaldığı, baba sözü dinlemeyip sözleşmeyi imzalamadığı gibi gözüküyor. Olayla ilgili en ilginç yorumlardan biri de aynı zamanda QPR'ın hissedarlarından olan, Renault F1'in patronu Flavio Briatore'den gelmiş: "If you put Michael Schumacher in a Minardi you are going nowhere. If you put Kaka in this club it is going nowhere. I think it is completely mad. When Robinho arrived it looked like it solved every problem — and now the team is very close to going down."
Milano akşamında bunlar yaşanırken, Kaka transferini en çok bekleyen isimlerden biri, Robinho da gelişmelere karşı tepkisiz kalmamış ve takımın Kanarya Adaları'ndaki kampını terketmiş. Tabii Real Madrid görmüş adamı De Jong, Bellamy, Bridge falan kesmez, en azından 2 yıldız ister yanında. City'nin hatası ise alamayacakları adamın peşinden gitmeleri oldu. Kaka yerine biraz daha ulaşılabilir birine, mesela Santos'taki ekürisi Diego'ya dökseler parayı, hem Robinho'yu mutlu ederler, hem de önemli bir ismi kadrolarına katmış olurlardı. İşin bir diğer enteresan yanı ise Robinho'nun bulunamıyor olması. Otelden ayrılan ve telefonlara cevap vermeyen Robinho'nun nerede olduğu yöneticilere göre muamma. Kamptan kaçan yabancı oyuncular konusunda derin tecrübelere sahip Türk medyası olsaydı şimdiye çoktan Rio de Janeiro'dan canlı bağlantıyla röportajını bile yapmışlardı. Chelsea'nin sessiz bir transfer dönemi geçirmesinin üzerine bu olayın gelmesi oldukça manidar oldu...