16 Nisan 2009

Cengâver

Eskiden beri Sapanca'nın Kırkpınar mevkisinde mevzileriniz ailecek yaz aylarında. Şu son seneyi saymazsak da öğlen basketbol ardından havuz, akşamüstü futbol ardından havuz, akşam cafe'de çay-kahve-muhabbet ardından sabaha kadar masa tenisi turnuvası şeklinde geçer günlerim. Sportif aktivite sıçıyoruz bir bakıma.

Gel gör ki bu yaz aylarının dolu dolu spor organizasyonlarından en zevk aldığım, senelerden beri kıran kırana geçen mücadeleleri içinde barından futbol maçlarımız olur. Tabi ki böyle her mahalli karşılaşmada olacağı gibi aradan sıyrılan ya da sıyrılamayıp geyik konusu olan oyuncular vardır.

Benim ortalama futbolum genelde geyik malzemesi olmamıştır. Ya çok iyi ya da çok kötüyümdür, artık o gün neremden kalktıysam. Forvette oynayıp boş kaleye kaçırmışlığım, röveşata ya da voleyle jeneriklik goller atmışlığım da vardır. Ama herhalde herkesin ilgisini çeken bir oyuncu vardı ki o bir efsaneydi... Adı Ata, çocukluk arkadaşımdır kendisi. Defansın sağında-solunda-ortasında her yerinde oynardı. Artık koptu gitti bizden, katılmıyor da, arayıp sormuyor da...

Garip adamdı Ata, herkes aynı takımda olmak isterdi çünkü Briegel kadar ünlenmiş olmasa da 'bacak kıran' lakaplı bir arkadaştı kendisi. Adidas'ın Predatorleri ile sahaya çıkar, hayvan gibi hızlı koşar. Genelde üçgen diye tabir edilen vücut sahibi, son derece güçlü, ikili mücadelelerde %90 ihtimalle yıkılmayan ve tüm bunlara ek olarak karşısına gelen rakibe bodoslama dalıp çivileri yüzünden de forvetlerin bütün maç zevkinin içine eden, buna rağmen faul yapmadan topu alabilen bir insan evladı düşünün... İyi de sıçrardı kendisi, havada asılı kalan bir yapısı vardı.

Puyol'a benzetirdim ben onu o zamanlar. Uzun kıvırcık saçları, hafif esmer teni ve genelde defansın sağı ve ortasında görev alışı Puyol'a benzetmeme yetti de arttı zaten.

Peki bunu niye anlattım? Manchester United'ın son iki karşılaşmasında dikkatimi çeken bir şey oldu... Evra'nın içine uçan manda girmiş olmalı-idi-! Son iki Porto maçı bir yana her United maçından sonra ajanslara sürekli Evra'nın acayip fotoğrafları düşüyordu. Evra böyle saçma salak 'tackleları' her zaman yapıyor. (Tackle diyince çok fiyakalı oldu lan cümle!) Yazının arasındaki fotoğraflarda da görebileceğiniz üzere, bu adam bir arıza! Bu adamı her seyrettiğimde Ata gelir aklıma. Puyol'un pabucu dama atıldı benim için. Şu son iki fotoğraf da her şeyi anlatır zaten...

Kambura yatma olayının olmamasına dikkatinizi çekmek istiyorum. Son fotoğraf ise g.t kafalı bir insan nasıl olur onun işaretçisi gibi.