15 Nisan 2009

Yeni Bir Star TV Spikeri Doğuyor!

Uzun süredir izlediğim en güzel futbol karşılaşmasıydı diyebilirim. İki İngiliz takımının kora kor mücadelesi her zaman zevkli olmuştur gerçi ama bu seferki bir başkaydı. Şu İstanbul Ruhu iddiasıydı karşılaşmayı bu hâle getiren...

Babamla seyrettik karşılaşmayı... Gerrard'ı çok sever kendisi. Ben salona girip de; "Benim maçım var, dağılın." dediğimde "Ne maçı? Dizi seyrediyoruz" burada diye diretti kendisi. Oysa annem hemen pes ederek kumandayı uzatmıştı bile... Chelsea - Liverpool maçı olduğunu söyleyince; "O zaman başka... Aç bakayım." diyiverdi. Bu Chelsea - Liverpool dıt dıt dırınt dıt gibi bir şey olsa gerek. Gerrard'ın oynamadığını kanalı çevirince söyledim bu arada.

- Abi, kıza bakın!

Babam öyle hop oturup hop kalkarak maç seyreden biri değil. Sadece Fenerbahçe'nin çok önemli karşılaşmalarında acayip acayip tepkiler verir, jest ve mimikleri garipleşir o kadar. Fakat bir spiker vardı ki bugün, evlere şenlik...

Adını Cemba Cemba söyledi ama unuttum, ki zaten hatırlamaya gerek yok. İncilerinden bazılarını babamın verdiği tepkiler ile süslerken bir daha bu işi yapmaması gerektiğini, başka alanlarda daha iyi olabileceğini ve meslek değişimi için çok geç olmadığını hatırlatmak istiyorum...

- Çocuk lakaplı Torres, adam gibi vuramadı topa!
+ Bak şimdi! Bak şimdi! Laf mı yani dediği?! Püüü kalıbına!

- İşte bu da Gerrard, tribünden atıyor gollerini o da!
+ ..?

- Benitez Babel'i çağırdı yanına ama herhalde artık sohbet etmek için çağırdı.
+ Böyle adamları spiker yapmıyorlar mı, kafayı yer insan!

- Drogba frikiği kullanıyoooor ve gooooooooooooooooool!
+ Aaaa salağa bak, bak bak! Gol diye bağırıyor hâlâ! Aaaa şaka lan bu gece gece.

Maç 3-2 olduğunda artık bitti gözüyle bakıyordum karşılaşmaya "İş bitti baba..." dedim ama spikerin karşılaşma boyunca tekrar ettiği şu İstanbul Ruhu'nun ne olduğunu (Belki kızmak mı? Belki mi?) merak edip, öğrenince de "Haaa şu mesele" tepkisi veren babam bu sefer de; "Belli olmaz evlat, ya dönerse?" diyecek ve benden "Ohoo ooo 5-3 çok zor baba, sanmıyorum." diye cevap alacak -idi-... Akabinde beş dakika sonra göt oluşumun ilk sinyali gelecek -idi-... Kendisi de buna skor 4-3'e geldiğinde "Eaaaaaa yeaaaaa eaaaa yeaaaaa" diye tepki verecek -idi-.

- Hop! Al araya kaçmasın!

Sonrası ise malum...

- Lampaaaaard! 4-4 oldu Geçmiş olsun! Geçmiş olsun! Bay bay Liverpool!
+ Değiştir şu kanalı be, bitti zaten maç! Şu herif yüzünden ağız tadıyla maç izleyemedik!

Fabio'nun golünü çok sevdik ailecek. O ne güzel organizasyondur, o ne güzel şaşırtmacadır-illüzyondur yarebbim... Penaltıda ise yan koltuktan şöyle bir tepki alıyordum; "Helal olsun! Helal olsun vallahi hakeme. Aha bizim hakemlere ders olsun, feyz alsınlar biraz. Bak nasıl yakaladı adam! Bak bak nasıl indiriyor adamı p.ç kurusu, bal gibi de penaltı!" Lugano Galatasaray maçı sonrası defterden silindi tabi, artık Fenerbahçe'li sayılmıyor bazılarınca. Eh, Edu da sakat... O yüzden rahat rahat sallayıverdi zat-ı alileri bizim hakemlere doğru...