Galatasaray'ın kurulduğu gün Ali Sami Yen, izlenmesi gereken yolu çizmiştir; "Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek."
Bu gece kızların yaptığı da bu amaca hizmet etmek oldu. İtalya'daki maçı yarısında yakalamıştım, 5 sayı falan öndeydik. Sonra ne olduysa oldu, sanki basiretimiz bağlandı ve umut kıracak bir sonuçla eve döndük. Bu gece maçı izlemeye kafamda bir belkiyle oturdum. Ancak takım, daha ilk periyotta bu belkiyi silip attı. Onların inancı bana da bulaştı ve geri kalan kısmı bu inançla izledim. Daha ilk çeyreğin başında maçı kazanacağımız belliydi, akıllara takılan ise 12 farkı geçip geçemeyeceğimizdi. Son çeyreği bütün salon gibi ben de hop oturup, hop kalkarak izledim. Ancak fark 12 iken maçın yıldızlarından Augustus, son hücumu değerlendiremeyince maç uzatmaya gitti. Son 5 dakikada ise bir takımın, bir kupayı yeteri kadar isterse neler yapabileceğini gördük. Özellikle Işıl, Augustus ve Young'ın etkili oyunuyla 5 dakikada sadece 4 sayı yiyerek farkı 21'e çıkardık ve Cras Basket Taranto'yu evine eli boş gönderdik. Sarı-kırmızı renkler Türk bayrağını bu kez FIBA Bayanlar Avrupa Kupası'nda zirveye çıkardı, bravo kızlar!
Fotoğraf: Serdar Çelebi