Gençsubaylar olarak atarımız-giderimiz boldur. Bundan yaklaşık 20 gün önce İstanbul'a geleceğim demiştim fakat rahatsızlanınca yalan olmuştu. O zamanlar gider yapan arkadaşımız sevgili Gürkan (Orange) dün yaşadıklarını hayatı boyunca unutmaz umarım. Beykoz-Buca maçı için kalkıp İzmir'den geldik Beykoz'a. Sabah direksiyonun başına geçtiğimde saat 05.00, gece kapının önüne geldiğimde saat 04.00'ü gösteriyordu. 950km yol yapmışım toplamda. Direksiyon başına geçmeden öncesinde 6 bira içip 4 saat kadar uyumama rağmen gidiş iyiydi de dönüş yolunda yorgunluktan defalarca durmak zorunda kaldım, bir ara lanet ettiğimde oldu... (İstanbul trafiğine ayrıca lanet ettim) Maç sıkıcıydı aslında 70 dk nerdeyse uyuduk. 70. dakikadan sonra hafif hafif canlandı tribün. 85te gelen golle deyim yerindeyse kendimizden geçtik... Gençler en Bucalı'dan daha Bucalı oldular dün. Tribünde dönen muhabbetlere, figürlere, tiplere verdikleri tepkiler de şahaneydi aslında. Maçın sonunda gülmekten yanaklarım ağrıyordu resmen.
Maçtan sonra Anadolu Kavağı'na gittik Van Baaskay'ın tavsiyesi ile. Mekan güzeldi, biladerlerimin muhabbeti onlardan da güzeldi. İkinizi de öpüyorum dayılar çok sağolun...
Not: Seyahat boyunca ulaşımla ilgili bitmek tükenmek bilmeyen sorularımı sabırla cevaplayan, tüm isteklerimizi karşılayan ve yardımcı olan ev sahibi Oğuz biladerime sonsuz teşekkürler..
not 2 : Gürkan'ın beni gördüğünde hasssssiktir deyişi hala kulağımda çınlıyor arkadaş :)