Aston Villa maçından sonra şampiyonluk havasını takıma getiren maç demiştim. Tottenham maçında çok daha acayip şeyler oldu. Euro 2008'deki Türkiye havasına büründü United. 2-0'la girilen devre arasından sonra ikinci yarıdaki fırtına 5 gol getirdi. Maçın adamı tartışmasız Rooney'di. Maçı tek başına aldı götürdü ikinci yarıda. 
United maça iyi başladı aslında. Birkaç pozisyon da yakaladı. Cem'le birlikte izlememizin uğursuzluğundan olsa gerek atamayana atarlar usülü sağ kanattan gelen iki ortada yapılan hatalar ile bir anda 2-0 oldu skor. Tabi moraller bozuldu. Liverpool ensede soluyordu ve hafta içinde de rakip Arsenal olacaktı. Bu maçta galibiyet şarttı. O andaki moral bozukluğuyla biz bu işi götüremicez galiba böyle ite kaka sonuna kadar, yazın transfer şart diye konuştuk ettik. 
İkinci yarı Tevez girdi oyuna ve ilk yarıda olmasını umduğumuz Rooney sol kanat, Ronaldo sağ kanat ve Berba-Tevez ileri ikilisi hücum hattı oluştu. Sonra da goller geldi zaten. İlk goldeki penaltıya itiraz edenler olacaktır mutlaka hakemin de Howard Webb olmasının etkisiyle (Nitekim Gani az önce tüm yükü hakeme yükledi) ama bence buz gibi penaltıydı. Daha sonra da Rooney sol kanattan attı, attırdı. Şampiyonluk yolundaki en büyük engellerden birini daha atlattı takıma. Son golü Berbatov'un atması da güzel oldu tabi. Son haftalardaki eleştiriler bir nebze olsun azalır ve Berba rahatlar.
Maçtan önce Rooney'in sözleşmesinin 6 yıl daha uzatılacağını okumuştum, şu performansın üzerine güzel bir haber de o oldu. Yürü be çocuk...
