O zamanlar daha Sakaryaspor yok, kurma aşamasındayız. Güç bela bizim Kırıtık Ayhan'ı (Ayhan Döşemecioğlucuksun) Brezilya'ya gönderdik ki, bir Brezilya'lı alıp kulübün kuruluşunu anlı şanlı bir hâle getirelim.
Bir buçuk yıl sonra geri geldi Kırıtık, "Abi bir adam getirdim, ortalığı sarsacak!" diye girdi içeri bir hışımla. Arkasında da esmer, kavruk bir çocuk. "Bu mu?" dedim, "Evet bu!" abi dedi. Cılız, orta boylu bir herif. Gözüm tutmadı pek, çıkarttık bizim Harmanlık sahasına denedik. Şiir gibi oynadı namussuz. Takımı 3 kere çalıma dizdi, 2 tur da antrenörler arasında attı.
O kadar mutlu oldum ki, anlatamam. Ama fiyatı yükselmesin diye bunu sahada belli etmedim. Hemen çağırdım Kırıtık'ı odama; "Çağırın bunun menajerini gelsin, hemen imza atalım. Kulübü de bir aya açarız" dedim.
Menajeri geldi, adı da Johan Fiker miydi neydi... "Abi" dedi, "Başka kulüplerden de teklif var. Fiyatı yükseltin biraz"... Baktım kulübün bütçesine... Öyle bir para istemişler ki, Pele'yi alsak takım kurmaya paramız kalmayacak. E tek adamla da maça çıkılmaz. Gerçi bunla çıksak çıkılır da, kurallar izin vermez. Vazgeçtik mecburen o gün.
Sonradan pişman da olmadık değil hani, kulübün kurulması 5 yıl gecikti be arkadaş. Herif bize denemeye geldikten iki sene sonra Dünya Kupasını kaldırdı.
Görüyorsunuz sevgili okuyucular; Türk Futbolu nice yetenekleri, nice neferleri böyle ya da farklı bir şekilde hiç etmiş sonra da başını taşlara vurmuştur. Yetkilileri buradan göreve çağırıyorum, biraz daha dikkat!
Next - Nextstar: Trabzonspor Şevçençkoyu Beğenmeyip Geri Göndermiş Lan!