Özledim be arkadaş, kalabalığını bile özledim.
Çarpa çarpa yürüyüp küfürler yemeyi özledim.
Ayyaşını, şebeğini, delisini, güneşinin doğuşunu özledim.
Defalarca kazılan taşlı çamurlu yollarını özledim.
Kendime defalarca; Ne zaman tramvay altında kalacağım acaba? diye yüzlerce kez sorduğum dalgın yürüyüşlerimi ve beni transtan uyandıran tramvayın zilini özledim.
İmam Adnan Sokağın köşesinde duran midyecinin midyelerini,
Pulp'ın bitmek bilmeyen merdivenlerini, bozuk asansörünü özledim.
Godfather'ın düdük versiyonunu,
Ve nice gereksiz oyuncağın sunumunu özledim.
Daha çok var aslında ama burada kalsın şimdilik...