Dün akşam kıymetli kardeşim Doğan ile Kadıköy'de buluşma kararı aldık. Amacımız biraz muhabbet edip biraz da Play Station'da NBA 2K9 oynamaktı. Bunun üzerine Oğuz'u da çağırdık, sağolsun o da geldi. Bir kaç satış olmasaydı daha kalabalık olup daha güzel maçlar çevirebilirdik belki ama üç kişi değişmeli oynadık. Oğuz Portland'ı alarak, önce bana sonra da Doğan'a bir güzel giydirdi. Doğan da Sixers'ı aldı ben de...
O kadar oturmuşken boşuna, hazır da haftasıyken bir de All-Star maçı çevirelim dedik Oğuz'la. Ben Doğu'yu aldım o ise Batı'yı. "Kusura bakma dayı, ben Iverson'ı o sahaya çıkarmam!" dedi, ben de "Çıkarma abi zaten, Batı'da ne işi var?" diye karşılık verdim. Oğuz takım oyunu oynamak adına, Nowizki ve Nash'i ilk 5'e aldı. Nash'in ne işi var All-Star'da diye sormayın, geçen senenin kadroları... Üç gardla çıktı sahaya; Paul, Kobe ve Nash. Dirk 4, Duncan ise 5 numarada yer aldı Oğuz'un taktik tahtasında. Ben ise tüm sene oynamayan Arenas'ın taraftar oylarıyla seçilmiş olmasına sinirlenerek verdim küsküyü çektim banka. Wade'i oyun kurucu yaparken, 2 numaraya Pierce'ı koydum. LeBron, Garnett ve Howard şeklinde klasik devam etti takımın geri kalanı.
Oğuz, Paul'ün üstüste üç sayılık basketleriyle başladı maça. Bense Wade'i oyun kurucu olarak kullandığımda verim alamadığımı anlayarak LeBron ile yarı sahayı geçip kanatlara Pierce ve Wade'i yerleştirdim. İşe de yaradı doğrusu. Wade ve Pierce ile sayılarak bularak Oğuz'un takım oyununa direnmeye çalıştım. Neyse ki, ikinci periyot gibi yenge aradığından kolu Doğan'a verdi. Oğuz dördüncü çeyrekte geldiğinde farkı açmıştım çoktan. Eyvallah Doğan'cım. Wade, 42 sayı ile MVP ödülünü alıyor... Ne demiştim ben hehe...
fotoğraflar için Doğan'a teşekkürler.