1996 yılının yazıydı... İzmir fuarı zamanı, yazın son günlerinde hayatımda ilk kez canlı bir gösteriye gidicektim. Bütün gün merakla bekledikten sonra hayatımın en güzel 3 saatinden birini geçirdim "Otogargara" adlı müzikalde.
9 yaşında bir çocuktum henüz, Yılmaz Erdoğan'nın ve Demet Akbağın birbirinden hiç ayrılmadığı zamanlardı, Olgun Şimşek henüz daha kötü adam rolünde hiç görünmemişti sahnede, Engin Günaydın saçmalıklarıyla reyting kazanmıyordu daha ve ton ton bakkal henüz ebedi uykuya dalmamıştı. Küçük yaşıma rağmen çok etkilenmiştim müzikalden. Sadece ben değil etkilenen tabi ki de, 95-98 yılları arasında 464 kez sahnelenen müzikali izleyen 560.000 kişi etkilenmişti benimle birlikte.
O gün ilk kez binlerece kişiyle birlikte kahkaha attım, ilk kez küfürün mizahi yönünü gördüm ve ilk kez otogarların aslında göründüğünden çok daha derin ve hisli yerler olduğunu öğrendim.
Yılmaz Erdoğan'ın kardeşi müzisyen Deniz Erdoğan ve o zamanlar "Delikanlım" gibi bugünkünden çok daha kaliteli şarkılarda sesini duyduğumuz Yıldız Tilbe'nin birlikte seslendirdiği bir şarkı vardı, "Hani gitmesen diyorum" diye. O şarkı kullanılmıştı bir sahnede, sürekli tayini çıkan bir öğretmen otogarda yeni tayin yerine doğru yola çıkacaktı. Eşi ise bu durumdan yakınır durumda, üzüntülü, kızgın ve umut dolu halde kıvranmaktaydı yanında. Tartıştılar, bağırdılar, çağırdılar ama giderken suskunlaştılar. Tam o esnada da müzik girdi ve parçanın sonunda ışıklar söndü. Adam gitti, kadın kaldı.
Ben o zaman bu sahneden bu kadar etkileneceiğimi hiç düşünmemiştim. Çünkü o zamanlar otogarlarda pek işim olmazdı. Bir tek evim vardı, tek bir odam ve bir tek kıyafet dolabım vardı. Şimdi ise hepsinden 2'şer tane. Kimisinden daha da fazla...
Gidip gelmeler ile yaşıyorum bu ara, her hafta ya otogardayım, ya istasyonda ve her yolculuğun arifesinde aklıma o şarkı eşliğinde sergilenen sahne gelmekte. Otogarda giden olmak, gönderen ve gelen olmaktan çok daha zor ve ne yazık ki ben her zaman giden oluyorum.
Her zaman kulaklarımda oluyor o şarkı, içimden geçiriyorum. Hani gitmesem diyorum...
"sen gidince soğuyor yatak gece uzuyor
sensiz geçen geceler beni ihtiyar ediyor
hani gitmesen diyorum,hani gitmesen diyorum
adın yazılı bazı otel odalarında
sürüyorlar sevdamızı ordan oraya
kolay değil biliyorum
böyle öksüz yaşamak
ama en kötüsü gülüm
onursuzca yaşamak
senin her gidişinde sürgün oluyorum ben
en kötüsü aslında gitmeden sürgün olmak
içimi acıtıyor böyle öksüz yaşamak
hani gitmesen diyorum,hani gitmesen diyorum
hani gitmesek diyorum,hani gitmesek diyorum"