- Son şampiyon turnuvaya ikinci maçın sonunda veda etti, son maçta İspanya karşısına isimlerini kurtarmak için çıkacaklar. Ruslar da İspanya maçına iyi başlamalarına rağmen gelen gollerle birlikte dağılıp, maç sonunda büyük hayal kırıklığı yaşamışlardı. Guus Hiddink takımını tekrar ayağa kaldırıp, böylesine önemli bir maça oldukça iyi hazırlamış. Eğer Rus forvetler biraz daha verimli oynayabilseler, maç farka dahi gidebilirdi.
- Yunanistan yine geriye düştükten sonra toparlanamayacağını gösterdi. Maç berabere giderken ne kadar oyun disiplinine sadık kalıp düzenli bir savunma yapıyorlarsa, geriye düştükten sonra da bir o kadar oyundan düşüp savunmada hata yapmaya başlıyorlar. Bir takımın çehresi nasıl bu kadar kolay değişir, anlamak mümkün değil.
- Rehhagel bence bu turnuvada sınıfta kalan antrenörlerden. İki maçta da oyunu, takımının zaaflarını saklayabilecek şekilde yürütmeyi başaramadı. Takımın zaaflarını da törpüleyemedi. Özellikle geriye düştükten sonra oyunu karşı alana yığıp, gol bulmaları gerektiğinde bir mahalle takımından farksızlardı. İleriye gitmeleri gerektiğinde geride ciddi açıklar verdiler, arkayı sağlama alalım derken hücumda hiç varlık gösteremediler. Takımın sadece oyunun tek yönünü oynayabilmesi bir teknik adam için utanç verici bir görüntü olsa gerek.
- Nikopolidis'in gol yedikleri pozisyonda hangi akla hizmet oraya kadar çıktığını bilen beri gelsin. Bu turnuvada kaleciler gerçekten çok ilginç. Takımlarınıı ya rezil ediyorlar ya da vezir. Yarın gece aşmaya çalışacağımız Cech, İtalya'yı turnuvada tutan Buffon, Hollanda'nın en çok sivrilen oyuncularından Van der Sar gibi mükemmel performanslar da görüyoruz; Nikopolidis, Coupet, Benaglio gibi takımına ayak uyduramayıp hatalarıyla öne çıkanlar da.
- Ruslar, İspanya maçında oynadıkları oyuna paralel bir sonuç alamamışlardı. Bu maçta ise Yunanistan kilidini, Nikopolidis'in de yardımıyla, erken açmayı başardılar. Öne geçtikten sonra bir süre Yunanların baskısına karşı zorlansalar da, oyun düzenlerini tekrar oturtup kontralarla tehlikeli olmaya devam ettiler. Bir gol daha bulup rahatlayabilseler belki de çok daha farklı bir sonuç alabilirlerdi. Fakat diken üstünde kalmaları da, rakiplerine karşı tecrübesiz sayılabilecek takımın rehavete kapılmadan skoru koruyabilmesi adına yardımcı olmuş olabilir.
- Rusya adına bir diğer dikkat çeken nokta da kanat akınlarıydı. Özellikle Bilyaletdinov, Zhirkov ve Torbinski kanatlarda çok etkili oldular. Maçın adamı seçilen Pavyluchenko da bu üçlüyle oldukça iyi anlaştı ve Yunan savunmasını oldukça yıprattı. Benim bu turnuvada patlama yapmasını beklediğim isimlerden kaleci Akinfeev'e çok iş düşmese de, kalesinde güven veren bir duruş sergiledi. Rusların ona, İsveç maçında çok daha fazla ihtiyaçları olacağını düşünüyorum.