- Avusturya şaşırtmaya devam ediyor. Oynadıkları her iki maçın yıldızının rakip takım kalecisi olması onlar adına üzücü. Taraftarı tarafından itin kıçına sokulan bir takımdan bahsediyoruz. Gruptan çıkamayacaklar belki ama saygıyı sonuna kadar hakediyorlar.
- Polonya ise turnuvanın hayal kırıklığı, en azından benim için öyleler. Rusya ve Türkiye ile birlikte turnuvanın en kötü defans hattına sahip takım onlar. Elemelerde gösterdikleri müthiş başarılara rağmen şampiyonalarda bu kadar silik performans göstermeleri gerçekten takdire şayan! Kendi sahalarından uzaklaştıklarında sudan çıkmış balığa dönüyorlar adeta. 2012'yi beklesinler artık.
- Maça gelecek olurak; ev sahibi maça fırtına gibi başladı. İlk 15 dakikada maçı bitirebilecek 3 fırsat yakaladılar fakat bu sene Celtic'te saç baş yolduran Boruc'u geçmeyi başaramadılar. Akabinde biraz ofsayt kokan Lehlerin golü geldi. Roger Guerreiro attı golü, ne zaman devşirmişler pek haberim yok. Golle beraber kontrollü bir maç izlemeye başladık.
- İkinci yarı da pek bir tatsızdı. Avusturya çabalıyordu ama kaçırdıkları onca pozisyondan sonra gol atabileceklerini düşünmüyordum. Polonya takımı da benim gibi düşündü sanırım, yalandan gol aradılar rakip kalede. Oldukça salaş bir oyun vardı sahada. Avusturya'nın umutsuz çırpınışları sona ererken çalan penaltı düdüğü yetişti imdatlarına. Topun başına gelen Ivica Vastic 38 yaşın tecrübesi ve kaçan gollerin hırsıyla skoru eşitledi.
- Bu sonuç iki takıma da yaramıyor elbette ama ev sahibi takım pek de mutsuz olmasa gerek. Puan almaları onlar için bir başarıydı ve bunu başardılar. Oynadıkları futbolla pek çok taraftarın sempatisini kazandılar. Kim bilir belki Almanya karşısında bir sürprize imza atarak gruptan çıkarlar. Polonya ise eline geçirdiği büyük fırsatı geri tepti. Leo maç sonrası şanslarının bittiğinin farkında olan konuşmalar yaptı. Bir turnuvanın daha en renksiz takımı oldular...