03 Haziran 2008

Let Me Introduce Myself

Uzun uzun yazılar yazarım, hafiften senaryolar, besteler, best seller, güfteler, köfteler, yaparım. Bayatlamış ekmekten yaparım ama köfteleri, sonra da onu bayatlatır yine ekmek yaparım.

Makarna yapmayı severim, makarnayı sevmem, makarnayı seveni severim, ille makarna yiyelim diyeni sevmem. Magna Carta’yı severim, mağma tabakasını sevmem. Sigara tabakası kullanırım ama kullanmayı sevmem. Kıllanmayı severim, huylanır traş ederim.

Patates kızartmasına aşığım ama aşırı yağlı patates kızartmasını sevmem. Yağcı insanlardan ise tiksinirim. Uygun bir cerrahtan liposuction randevusu alır, elemanı bayıltır ve kendisini Türk estetisyenlere emanet ederim.

Sigaradan çok sigara böreğini severim. Seviştikten sonra sigara böreği yerim. Sigara böreği yapanla pürüssüz düzeyli bir ilişki yaşar ve evlenirim. Gerdek gecesine erdekte girer ördeğe işerim sabahına da sigara böreği isterim, yapmazsa Türk Sigara Börekçileri Derneği adına üç kere "boş ol" derim.

Beyoğlunu severim, kızını öperim, amcasını tanımam, dayısını hiç görmedim, ben doğmadan ölmüş. Fransız sokağını değil Cezayir sokağını severim, Fransızları sevmem, Fransız kalırım. Franz Ferdinand’ı sevmem, Rio Ferdinand’ın defansif anlayışına tapardım ama yaşlandı, aksi ihtiyar oldu. Yaşlanmayı geciktirici kremi severim ama geciktiricilere pek anlam veremem. Yine de okula gitmeyi geciktirici kreme bayılırım. Krep yaparım.

Düşüncelerimi boşaltırım sonra servisi arayıp dolusunu isterim, onu da boşaltırım. Depozitoyu alayım gerisine karışmam. Düşünüyorum o halde varım, varsam tam bir hıyarım. Hıyarlar sebzedir ve sebzeler su ister. Su verenleri çok olsun ki hıyarlar salatada iyi gider.

Arkadaş canlısıyım. Arabamı ödünç isteyen herkese anahtarı gözümü kırpmadan veririm, sonra benliğimi saran “Lan benim arabam yok ki bu kimin arabasının anahtarı?” düşüncesinin etkisinde kalır ve ortamdan anında kaçarım. Borç para isteyene parmağımı kıtlatmadan veririm. Cüzdanımda monopoly paralarını taşımayı çok severim. Derdi olanın derdini türlü p2p programlarından indirip mp3 olarak dinlerim. Sevgilim olsa msn fantazisi yaparım. Şu anda üzerinde ne var diyeceğime onun da divx’ini indiririm.

Saniyeleri sayar dakika yaparım, dakikaları sayar saat yaparım, saatleri su saatine ekler X’e ve Y’ye değer vererek faturayı bulur, kök içinden çıkarıp tam doksana çakarım.

Algıda seçiciciyim, cicili bicili giyinince kendimi bir şey sayarım. Bire kadar saymayı biliyorum. Benim için bütün sayılar bir, hepsi aynı hepsi içinde, aşk içinde, yalan içinde. Algida seçiciyim, bir magnum bir cornettodan daha kutsaldı gözümde. Ne zaman Eva bitti Josh Holloway oynamaya başladı, o günden beri kılım manguma. Eugene Tackleberry'nin de hatrı olmasa hayatımdan tamamen çıkarırdım magnumu. Bermuda pantolonu çok severim, üçgen olsa şoka girerim.

Halimelerle oynarım, kelimelerle de oynarım. Bükerim küfür yaparım, bükerim iltifat yaparım, bükerim şiir olur. Sokarım öyle şiirin içine! Öyle şiir mi olur? Buruşturur atarım. Pişman olurum akabinde, buruşuklarını botoxla düzelttirir kameralar önüne çıkarırım.

İnternetten konuştuğum biri ”:D” yaptığında gerçekten gülüyor mudur merak ederim, dedektif tutarım. Saat saat rapor isterim sonra saatimi de geri isterim, başka saatim yok... Biri beni engelleyince depresyona girerim, bir arkadaşa bakıp çıkıcam diyip hep orada kalırım.

Hayatımı 24 dizisinin kamerasından seyrederim. Jack Bauer’in auer ile bağlantısını bulmaya çalışırım. Scrubs ile doktor olur, My Name Is Earl ile karmayı keşfederim. Akabinde ve detayında Tarkan'ın karma felsefesine kafam girsin der, karman çorman sızarım...

Acaba Damat Tween Paşa diye bir Osmanlı Sadrazamı olsa şimdi ülkenin durumu ne olurdu her gece düşünürüm. Ilımlı İslam'a rakip Ilımlı Katolik, Ilımlı Yehova gibi olgular ne zaman oluşacak diye bahse girip barbut atarım. Bir söz bin ladin'den iyidir, bilirim.

İbrahim Tatlıses'e kıl olurum. Sanki İstanbul'da Hogwarts vardı da ona gitmedik. Herkesin bir hayali vardır gerçekleşmeyen, sürünüyoruz lan burada! Kıro ama parası var, susup hâline şükretmeli. Helin Avşar'ın Paris Hilton triplerine ise bitiyorum. Bu özentiliği ile MTV gençliğimize idol olmanın yanı sıra Dakar Hilton'dan başka bir halt olamayacağını düşünüyorum.

Hâlâ Fatih Terim'in Hakan ve Emre'ye jip almamış olmasını kafama takarım. Söz gümüş ise suck it motherfucker! Al o jipleri bir an evvel, uykularım kaçıyor lan!

Bilgisayarımın Ritz Carlton'da olmasını risk altında olmasına tercih ederim. Gitsin eğlensin, ramlerini döksün, anakartını dağıtsın en iyi performansla Pazartesi günü iş başı yapsın isterim.

Velhasıl kelam, küresel ısınmanın dibini kısarım, kutup ayılarına çölde mekân yaparım, saçmalı tüfekle geyik vururum, saçmalayarak geyik yaparım. Hayat felsefem JUST CALGON IT'ten ibaret. Sözünün eri dikşınerilere güvenim ise tamdır. En iyi dostum cep Redhouse'ıdır. Kolay ingilizce konuşma kılavuzlarıyla "May i fuck you?" demeyi öğreneceğime, zor ingilizce konuşma kılavuzlarıyla "Miss Applegate, our worst situation possibilities shows us, we have to make love. I mean, i wanna fuck your fuckin' god damn white Russian ass mothafucka bloody marry!!" demeyi tercih ederim.

Kendimi bildim bileli, bilemedim ben kendimi.