1986 yılınan beri (ki bu blogda yazarlık yapan neredeyse bütün arkadaşlarım ve ben henüz o zaman embriyo halindeydik) NBA şampiyonluğu hiç Boston,New England'a uğramamıştı. Bu durum geçtiğimiz gece bozuluverdi. Hem de bir çokları tarafından son ana kadar belenmiyordu Celtics'in şampiyonluğu.
Malum takasın arkasından gelişen olayların bence en önemli olanı, savunma uzmanı Tom Thibodeau kişisinin takımın teknik kadrosuna alınması oldu. Onun sayesinde ligin en iyi savunma yapan takımı olduk. Hemen arkasından lig ortasında takıma dahil olan veteran topçularla daha da savunma + tecrübe yoğruğu ile zirveye oturma olayına girdik. Hücum olarak her zaman mükemmel değildik ama savunma olarak harkülade bir takımdık. Hatta bazen birçok insan NBA tarihinde böyle bir savunma görmediğini bile belirtti.
Aslında şampiyonluk için savunma, kazanma arzusu ve tecrübenin yeterliği olduğunu gördük bir nevi. Bunların dışında büyük özellikleri de yoktu takımın. Her maç 40+ atacak, elindeki topu her daim değerli kılabilecek, inanılmaz sayıları sokabilcek bir süperstar yoktu ama ondan daha iyisi olan topu elinde tutma güdüsünü dizginlemeyi başarmış, oturaklı, daha az heyecanlı ve istikrarlı 3 süperstarımız vardı. Çevresini de yeterli seviyede (Posey mesela, çok verimli oldu takıma) free agentlar ve genç topçularla donatınca da, şampiyon olduk.
Herşey draft lottary'de ele geçiremediğimiz 1. sıra draft hakkı ile başladı. O gün çok üzülmüştüm, şimdi de olmazsa ne zaman olur diye. İyi ki 5. sırayı çekmişiz. İyi ki üzülmüşüz o gün...