10 Haziran 2008
Turnuva Notları - Hollanda vs İtalya
- Öncelikle turnuvanın başladığını farketmemizi sağlayan Hollanda'ya teşekkürler. Çok keyifli ve heyecanlı bir maç oldu, özlemişim. Neyse kaybedenle başlayalım.
- Donadoni'nin sahaya sürdüğü takıma anlam veremedim, anlayabilen beri gelsin bi zahmet. Teoride dünya kupasını kazanan takımı korumak istemiş ama ben bile 2 sene önceki adam değilim. Berlusconi takıma müdahele etmiş olabilir mi? İki sezondur sürekli gelişme kaydeden Roma'nın orta saha triosunu görmezden gelmenin başka bir sebebi olmasa gerek.
- Öte yandan Marco'nun elindeki kadroyu en iyi şekilde değerlendirdiğini düşünüyorum. Savunmada ben pek beğenmesemde bir istikrar sağlanmış durumda fakat Babel'in sakatlığı sonrası kadroya çağırdığı Boulahrouz'a ilk 11'de şans vermesine şaşırdım, ilginç bir durum. Ooijer sevdası da ayrı bir tuhaf, Heitinga pekala aynı görevi üstlenebilirdi hatta ikinci yarıda sol kanadı çok iyi kullanan Grosso'ya bir çare olabilirdi.
- Oyuna gelecek olursak; Hollanda'nın kadife ayakları, mücadeleci İtalyan orta sahasından pek etkilenmedi. Hollanda oyunu istediği gibi kontrol etti. -Burada Orlando Engelaar'a bir parantez açmak istiyorum. Futbola ortalama düzeyde ilgi duyan çoğu kişinin adını bile duymadığı bir oyuncuydu kadroya alındığı sırada, hatta yaşına rağmen bu tür büyük maçları kariyeri boyunca oynamamış bir topçu ama bu akşam oynadığı sade ve akıllı futbolla benim gibi pek çok futbolseverin beğenisini kazandığına şüphe yok - Pek de zorlanmadan İtalya kalesine gitmeyi başardılar. RVN yakaladığı ilk pozisyonu değerlendiremedi fakat çok geçmeden fırsatçılığını konuşturdu. Açıkçası golden sonra İtalya'nın daha fazla yüklenmesini ve savunma yapmayı beceremeyen Portakallara cezayı kesmesini bekliyordum, çok yaklaşmışlardı...Gio çizgiden çıkardı, başlattığı kontra-atakla hızlı çıkan Hollanda iyi bir organizasyon ve mükemmel bir golle 2'yi buldu. İnsanın şair olası geliyor şu golü izledikten sonra, hey maşallah.
- 2. yarı başlarken Donadoni'nin değişiklerini bekledim fakat o benim gibi seyretmeyi tercih etti. Ben hiç yoktan biramı tazeledim, onun ise soluk makyajı hala yüzündeydi. Tel tel dökülen Camoranesi ve Di Natale'ye gösterdiği sabır takdire şayandı gerçekten. Bu oyunculara Gattuso ve Ambrosini'nin kısıtlı hücum gücünü eklediğimizde İtalya'nın gol bulması gerçekten şaşırtıcı olacaktı. Marco ise fizik gücü tükenen Ruud'un yerine biraz da sonraki maçları düşünerek Robin'i, turnuva öncesi sakatlığı bulunan Boulahrouz'un yerine de Heitinga'yı alarak takımını diri tutmayı amaçladı. Del Piero'nun oyuna girişiyle kıpırdanan İtalya, Grosso'nun hücuma getirdiği hareketlilikle Hollanda taraftarlarına lan noluyoruz? dedirtmeyi başardı fakat bence kariyerinin en parlak dönemini yaşayan 38'lik Edwin, İtalya'nın umutlanmasına izin vermedi. Akabinde sahanın en yaşlı oyuncularından Gio'nun sürüklediği hücumu yine Gio bitirdi.
- Sonuç olarak Hollanda yine eski gönüllerin şampiyonu kimliğine kavuştu. Hala savunmada problem yaşayabileceklerini düşünüyorum, umarım bu farklı galibiyet rehavet getirmez takıma çünkü Fransız golcüler Romanya maçından sonra çok daha acımasız olacaktır. İtalya radikal değişikliklere gitmek zorunda. Bugünkü 11'in cuma günü büyük bir revizyona uğrayacağını düşünüyorum. Yoksa Donadoni'nin ipi çekilir.
- İyi ki doğdun Sneijder! İyi ki varsın!