12 Haziran 2008

Ne Oluyoruz Be?!



Ne? Ne var lan? Neye seviniyoruz? Bu sıkılan kurşunlar niye?

Yahu böyle berbat bir futbolla böyle iğrenç bir galibiyete sevinecek ve on-on beş el evimin önünde manyak gibi kurşun dökecek kadar kötü durumda mı bu ülke? Neye seviniyorsunuz kardeşim? Sevinilecek bir futbol oynamadık ki biz.

Bilen varsa bana şu sayacağım isimlere dair bir açıklama yapsın lütfen;

Tuncay Şanlı
Gökdeniz Karadeniz
Emre Aşık
Gökhan Zan
Hamit Altıntop
Nihat Kahveci
Emre Belözoğlu
Tümer Metin

Beyler ne oluyoruz? Bu ne ruhsuzluk, bu ne vurdumduymazlık? Bunlara kimse büyük bir organizasyonda başarı kazanmanın dallama transferlerden parayı cebe indirmek kadar kolay olmadığını anlatmamış sanırım.

Ben işin teknik kısmından derinleme bir şekilde anlamam. Elbette güzel hareketler, güzel paslaşmalar, atak organizasyonları görünce "işte bu!" diyip mutlu olurum ama önce oyuna yürek konması gerektiğine inanıyorum. Bu yürek de ne yazık ki Turko reklamında bize gösterildiği gibi sahaya konmuyor. Anneler de ekranları başında "Yahu ne vardı da o reklama çıkıp öyle laflar ettik" diyorlardır. Demiyorlarsa listeyi onları da yazmak istiyorum.

İki maçtır şu takımda gözüme çarpan Volkan, Servet, Aurelio, Hakan Balta, Colin Kâzım dışında iyi oynayan ya da en azından bir şeyler yapmak için kendini parçalayan tek bir insan evladı yok. Kâzım Kanat'a da buradan selam etmek isterim. O beğenmeyip Türk oldu diye aşağıladığın Aurelio şu takımda olmasaydı İsviçre'den fark yiyecek durumlara gelecektik. İşin gücün çirkeflik be kardeşim!



Tuncay'ın ayakları iki gündür tutmuyor, acaba bunun nedeni 4 milyon Euro'dan kilometrelerce uzak durumda olması mı? Yatakta Eurocuklarına sarılıp uyuyamayınca rahat edemiyor mu bu çocuk? Nihat belki La Liga'daki kadar kendi stilini sergileyeceği boşluklar bulamıyor ama bulamayınca da oyuna küsüp pres yapmayı bırakıyor, bu milli takımın ondan ne kadar çok şey beklediğinin farkında değil herhalde? Hamit Altıntop ise tam bir felaket, onun artık bu şerefli formayı taşıyacak bir insan olduğunu düşünmüyorum. Bayern Münich'te ilk 11 başlayabilen bir insanın oynayacağı oyun, yapacağı hatalar değil bu. Acaba diyorum kardeşinin kadro dışı bırakılması mı bu kadar etkili oldu?



Maçtan önceki açıklamasında; "Emre önemli bir eksik" tavrında karamsar açıklamalara yer veren Fatih Terim de kusura bakmasın ama takımın ağzına sıçmıştır! Emre kim ki bu takım onsuz perişan hâllerde olsun? Emre'yi bu kadar seven Fatih Terim ilk maçta takımın ayakta kalan, bugünkü maçta 82. dakika'da oyuna girip takımı ateşleyen ve bana göre iki maçta da iyi oynayan Kâzım'ı kesip Gökdeniz'i hangi akla hizmet oynatmıştır? Milli Takım'ın başındayken haftalık geliri babamın 50 yılda kazandığı paraya denk olan bu adam sanki babasının aldığı oyuncakmış gibi neden bu takımla oynar?



İsviçre Milli Takımını da tebrik ediyorum, maçı hakeden taraf onlardı. Bunun yanı sıra her ne kadar ATV'nin spikeri dakika başında "Aslında bizde oynamaya can atıyorlardı" diyerek antipati oluşturmuş olsa da İsviçre'nin Türk oyuncuları da gayet iyilerdi. Yazık oldu, zaten evlerindeyken evin yolunu tuttular.



Çek Cumhuriyeti maçında Tuncay, Tümer, Hamit gibi oyuncular yine olacaksa ben bu işte yokum arkadaş. Onlar bu formayı hakediyorlarsa ben Türk olmayı haketmiyorum herhalde. Onu geçtim Fatih Terim'in kimlerle yakın olduğu ve kimlerin de Fatih Terim'in o yakınlarına yakın oldukları için Milli Takım kadrosunda olduğu da belli. Kimin takımla beraber namaza gitmediği için ve bu işe tepki koyduğu için takım kadrosundan çıkarıldığı da keza öyle. Bari elinizi buralardan çekin de bize de sevinecek bir şeyler kalsın!

Bu bir, "maç sonrası yazısı" değildir bunu da belirteyim. Futbola çoğu insana oranla keyif verici bir madde olarak bakıp ülkesinin de başarısını görmek isteyen minimalist bir taraftarın gördükleridir. Yoksa ben anlamam öyle istatistikler döküp oyuncular hakkında yorum yapmaktan, o kadar bilgim de yoktur. Bu nedenledir ki yazımın içinde çokça soru cümlesi bulunmaktadır.

Saygıdır, sevgidir.