18 Haziran 2008

Papalar Günü



Kırılmıştı;
Aldatılmak...
Nasıl ya?
Neyse...
Kırılmıştı...
Gitmek istedi.
Gitti.
Sise doğru sürdü ayaklarını...


Büyüdüğü yerlerden
Sevdiği insanlardan uzaklara...
Yeni bir hayat kurdu kendine
Oralardan biriyle evlendi
Çocuğu falan oldu
Ama içinde hep bir şeyler...
Bir gün ta oralarda
Memleketinden bir insan...
Belki de yağmurun dinmediği
Villa'lı, Puyol'lu, Torres'li İspanya
Belki de kaderin cilvesi
Henry'li, Gallas'lı, Zidane'sız Fransa'da
Nasıl ya?
Neyse...


Gördüler birbirlerini...
Arkadaşı hemen tanıdı onu
"Naber lan keraneci?" dedi
O an; "keşke bu kadar çabuk hatırlamasaydı"
Diye esti geçti içinden
Esmeyi anlattı
Balık tutmayı da anlattı
Bir de Hitman'de 2. bölümün nasıl geçildiğini...
Nasıl ya?
Neyse...
Arkadaşı nasıl hasret dolmuş
"Yüzünü gören cennetlik" dedi.
Kafasında bir şimşek çaktı o an
Arkadaşını iterek geçti
Koşmaya başladı

Karıyı boşadı
Çocuğu tapınak önüne bıraktı
Nasıl ya?
Neyse...
Bavulunu topladı
Uçağa atladığı gibi memleketine döndü...
Yüzünü görenlere cenneti garanti ediyordu
Sahte belge düzenliyordu
İyi para kazandı
Polis basana kadar.


Hapse girdi.
Pişman oldu yaptıklarından;
Mehmet Ali Ağca'yı da aldı yanına
Papa'ya gitti
Özür diledi
Elini öptü
Hâlini hatrını sordu.
"Uzun yoldan geldiniz, bu gece burada kalın"
Dedi papa;



Papası ona Aşure ikram etti
Altta kalmadı o da
Papalar günü hediyesi almıştı
9 Numara Hakan Şükür forması
"10 Numara hediye valla" dedi papa
"Yok lan, 9 Numara" dedi bu
Papa özür diledi...
O kadar mutlulardı ki...