16 Haziran 2008

Turnuva Notları - Çek Cumhuriyeti vs Türkiye

- İnanılmaz bir maçtı. Bu maç nasıl anlatılır, hakkında neler söylenir pek bir fikrim yok esasında. İnsanın hayatında bir kere şahit olabileceği maçlardan biriydi. Çekler gibi savunması sağlam, alan savunmasını çok iyi yapabilen bir takıma karşı 75. dakikada 2-0 mağlup iken biri çıkıp 3-2 maçı alacağız deseydi eğer "Sen Polyanna mısın?" derdim, herkes gibi. Ama rüya gerçek oldu.

- Fatih Terim, İsviçre maçının 2. yarısında oynayan takımı sahaya sürerek başladı maça. Sakat Emre Aşık'ın yerine Emre Güngör'dü tek değişiklik. Çekler ise Baros yerine Koller tercihiyle çıktı. Sürekli ona top şişirip hava hakimiyetinden yararlanmak istediler. Fevkalade de yaptılar bunu. Koller'in indirdiği toplar ve ona yapılan faullerle sürekli rakip sahada kaldılar. Nitekim golü de böyle buldular. Golden sonra rakip Koller dışındaki 9 kişiyle kendi yarı sahasına çekildi ve bizi oyuna hiç sokmadı. Bizim ise yapabildiğimiz tek şey Tuncay'ın Jankulovski üzerinden indirdiği toplarla pozisyon aramak oldu, pek de efektif olduğu söylenemez bu taktiğin.


- Devre arasında Fatih Hoca'nın Semih'i çıkarmasına anlam veremedim. Rakip yarı sahada oynanan bir oyunda hava toplarında etkili olabilecek tek oyuncumuzun sahada olması gerekirdi. Bence Mehmet Topal-Sabri değişikliği daha yerinde olurdu. Hamit'i daha randımanlı oynadığı orta sahaya çekip, Sabri'yi bek olarak deneyebilirdik. Bruckner de Koller-Baros değişikliğiyle her şeyi bitirebilirdi ama nedense denemedi, iyi de oldu.

- 2. yarıya hırslı ve istekli başladık. Kanatları iyi kullandık fakat bu topları bitirecek oyuncu eksikliğini fazlasıyla yaşadık. Emre Güngör'ün sakatlığı sonrası yaşadığımız organizasyon eksikliği sonucu rakip 2-0'ı yakaladı. Emre Aşık önderliğinde Çekler 3. gole çok yaklaştılar fakat atamadılar, net penaltı olan pozisyonları da güme gitti. Bu arada yediğimiz pozisyonların sol kanadımızdan gelmesi Hakan Balta'nın suya sabuna karışmayan oyunundan dolayı kaynaklanıyor. İbrahim Üzülmez'in kadrolar açıkladığında "Ben de Hakan kadar oynardım." açıklamasına zamanında güldüğüm için kendisinden özür diliyorum.


- Ne olduysa son 15 dakikada oldu. Hamit'in oyun disiplininden koparak ileri çıkışları Çeklerin dengesini bozdu. Sağdan Sabri, Kazım, Kazım, ve Hamit ile 4 kişi yüklenmemiz rakibin dengesini bozdu. Kazım'ın ortaları etkili olamasa da, Hamit'in savunmayı delip arkaya çıkardığı pozisyonda demarke vaziyette vuran Arda oyuna tutunmamızı sağladı. Koller'in oyundan düşmesine rağmen sahada kalması, Sionko ve Plasil gibi kontraya iyi çıkabilecek oyuncuların kenara alınması şuursuzca gol aradığımız dakikalarda ekmeğimize yağ sürdü.

- Cech çoğu kişiye göre dünyanın en iyi kalecisi, ki benimde görüşüm bu yönde, fakat en iyi olmak hata yapmayı engellemiyor. Biraz da yağmurun azizliğine uğradı sanırım, top elinden kaydı. Çok klişe olacak ama Nihat da takipçiliğini konuşturdu. Turnuva boyunca ortalarda gözükmeyen Nihat için müthiş bir şanstı. Beraberlik golünden sonra Çekler ne olduğunu şaşırdı sanırım, güvendiğim dağlara kar yağdı moduna girdiler. Büyük bir defans hatasıyla ofsaytı bozdular ve Nihat'ın enfes golüyle Türkiye inanılmazı gerçekleştirdi.


- Volkan'ın yaptığı dallamalığın ne tarifi, ne de savunması olabilir. Düpedüz takım satmaktır bunun adı. Eğer uzatmalarda bir gol yeseydik neler olurdu düşünmek bile istemiyorum. Düşündüm de bir tarafta Cech, bir Tuncay ilginç olurmuş. Neyse Tuncay'ın duaları kabul oldu ve kalesine top gelmeden maçı tamamladık. Bu arada Rıdvan Hoca, Volkan atıldığında inanılmazdı.

- Turnuva boyunca geriden gelip maç kazanan, hatta bunu 2 defa başaran tek takımız. Yumurta kapıya dayanınca neler yapabileceğimizin sınırı yok. Şimdi karşımıza çeyrek finalde Hırvatistan çıkacak. Birçok sakatımız ve eksiğimiz bulunuyor, yine de ne yapacağımızı kestiremiyorum. Bildiğim tek şey bu takımın beklentileri yerine getirdiği, ne olursa olsun gruptan çıkmak bu takımın hedefiydi ve bu elde edildi. Tüm oyuncularımızı ve teknik ekibimizi kutlamak gerekir.