Euro 2008 için kadrodan çıkartılan 3 isimin belirlenmesinin üstünden bir kaç gün geçmesine rağmen olayın ne denli haksızca idrak ettiğini farketmek yeni nasip oldu şahsım adına.
Malumanıtınızdır kadrodan çıkartılan 3 isim İbrahim Kaş, Yıldıray Baştürk ve Halil Altıntop. Bu 3 isimi kadrodan çıkartan tek isim ise Fatih Terim. Teknik açıdan oldukça tartışılır bir seçim olduğu aşikar bence. İşin duygusal boyutu ise teknik açıdan daha da vahim.90'lı yıllarda başlayan, Avrupa'da büyüyen Türk futbolcuların ligimizi basmaları ve hızla türemelerinin devamı olarak, bu furyanın en iyi temsilcilerinden Yıldıray ve Halil, oldukça haksız biçimde takımdan kesildi. İbrahim tercihini çok fazla yadırgayan olmayacağı kesin iken diğer tercihler benim görüşüme göre yanlış. Hele orda Tümer gibi bir topçu milli formayı giyiyorsa, Yıldıray da hayli hayli giyebilirdi. Keza, Halil de Mevlüt'ün sağ kanata çekilip Kazım'ın çıkartılan isimler arasına alınması ile kadroda tutulmalıydı. Böylelikle Hamit de bundan olumlu olarak etkilenebilirdi. Ama malum, Almancı'lar Türkiye'de büyümedikleri için dil uzunluğunun ve kıvraklığının hayattaki önemini, pardon, Türkiye'deki önemini pek bilmezler. O yüzden Fatih hocaya yaranamamışlardır. Fatih Tekke mevzusuna hiç girmiyorum. Fatih hoca seneye giderse Moskova'ya teknik patronluk yapmaya, adaşı Fatih Tekke anlatacaktır ona nerelerde votka içilir.
Yıldıray Baştürk de haliyle bugün açıklamasını Alman bir dergiye yaptı: "Terim varsa ben yokum!" diyerek. Bu da işin duygusal boyutu. Ben de Yıldıray'a bir nebze katılıyorum. Yıldıray gibi bir oyuncu bu denli soğutuldu takımdan. Türkiye'nin Romanya'dan kadro olarak geride olmadığını savunan biri olarak gruptaki şansımızın düşük olduğunu düşünüyorum ve bunu kesinlikle teknik yönetimin zayıflığına bağlıyorum ve de avaz avaz bağırıyorum, Fatih Terim çok iyi bir teknik direktör değildir, hele imparator hiç değildir. Norveç maçında yerden oynanması gerektiğini 100 küsür yaşına gelmek üzere olan Halit Kıvanç da farkederdi gayet.
Ben Almancı değilim, harbi Anadolu insanıyım, doğma büyüme Bilecik. Türkiye'nin de şampiyon olmasını elbette çok istiyorum. Ancak bu şekilde çok zor, bu iş kutudan mavi, kırmızı açmakla olmuyor. Umarım yanılırım, bu yazdıklarım dönüp girer umarım bana. Ben takımın başına Lucescu'yu istiyorum.
Bir İtalyan atasözü vardır değil mi Fatih hoca: "Resultante İmportante." Görelim bakalım resultante'ni, importante mi değil mi?