Açık ara turnuvanın en sıkıcı maçıydı. Öyle ki taraftarlar yandan gelen herhangi basit bir ortada, kornerde bile heyecandan yerlerinden kalktılar. Romanya sahaya sadece Fransa'yı durdurmak için çıkmış. Maçı kazanmak gol atmak gibi bir niyetleri olduğunu sanmıyorum maça çıkarken. Tek amaçları Fransa'yı durdurup belki şansla bulabilecekleri bir golle 3 puanı almak, olmazsa 1 puanı garantiye almaktı. Bunu da başardılar. Maçı anlatan Erdoğan Arıkan ve Uğur Meleke de maçı anlatırken bir hayli sıkıldılar, zaten sıkça da maçın sıkıcılığına değinip durdular. Stadı dolduran taraftarlar da maçın başlarında sıkıldıklarını belli edercesine homurdanmalar, ıslıklar ile tepkilerini belirttiler ama sahada değişen bişey olmadı.
Romanya'nın bu grupta bu şekilde oynamasına yine anlam verebiliyorum ama Fransa şu futbolla çok da iyi şeyler yapamayacağını gösterdi. Fransa turnuvaya devam edebilirse sonuçta rakip takımlar yine oyunu kilitlemek için ellerinden geleni yapacaklar ve bu gibi durumlarda çaresiz kaldıkları da görüldü. Zaten hazırlık maçlarında zor pozisyona giren, zor gol atan bir takım görüntüsü vermişlerdi, Romanya karşısında da bu kanıyı yıkamadılar. Orta sahasındaki bütün oyuncuları durdurmaya yönelik, yaratıcılıktan uzak oyuncular olduğu için tüm yük Ribery ve ileri uçteki Benzema-Anelka ikilisine kaldı. Defansta kanatlarda görev yapan Sagnol ve Abidal da hücuma etkili şekilde çıkamadılar. Zaten Evra gibi bir oyuncu kulübede otururken Abidal'ın sahada olması bence garip. Hoş bana kalsa Trezeguet'nin olmaması bile hala garip. Bu gibi kilitlenen maçlarda hala etkili olabileceğini düşünüyorum. Fransa'nın bundan sonraki maçlarda da işi çok zor bu sonuçtan sonra. Orta saha ve defansı çok iyi ama hücum gücü kısıtlı bir takım. Zidane'ın eksikliği hala hissediliyor. Fransa hücumda ortaya bişeyler koyamadıkça gruptan çıksa bile çok da ileri gidemez bu oyunla. Romanya'nın ise her maça bu şekilde beraberlik için çıkacağı düşüncesindeyim ama önümüzdeki maçlarda bu kadar rahat kurtulacaklarını sanmıyorum.
